9. deplasmanım ve eskişehir atatürk'teki 2. maçım...
eskişehir atatürk stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 236 km.
yaklaşık 20 gün kadar önce karar verdiğimiz eskişehir deplasmanında yerimizi almak için kendi imkanlarımızla 30 kadar alkaralı olarak sabah 11.10 treni ile yola çıktık. böylece bir ilke de imza atıyor ve hızlı trenle ilk yolculuğumu yapıyordum. daha muhabbete yeni ısınmışken eskişehire gelmiştik bile. tren garında bizi bir süpriz bekliyordu. polisler bizi stada otobüsle götüreceklerini belirttiler. oysa biz geçen sene rahat rahat garda inmiş, biraz dolaşıp yemek yemiş ve stad yolunu tutuştuk. polis otobüsü ile stada gittik. orada polisler "gençlerli olduğunuzu belli etmediğiniz sürece sorun yok" diyip biletleri nereden alacağımızı söyleyip bizi bıraktılar. biletlerimizi aldık geçen yıl yemek yediğimiz yerde yemek yedik ve stada vardık...
60 kadar gençlerbirlikli ile birlikte 2. eskişehir deplasmanı maçımda stadta yerimizi almıştım. bir önceki hafta kasımpaşa maçındaki ruhsuz oyunu düşününce bir yandan endişeleniyorduk ama maçta takım iyi mücadele etti. ilk yarının sonlarına doğru kahe'nin nefis şutu ahlar vahlar arasında çataldan döndü... ikinci yarı baskın oynayan bizdik. özellikle hurşit girdikten sonra çok güzel hareketler izledik ama bir türlü golü bulamadık. son anlarda serkan çalık'ın topu alıp 2 esesliyi çalımlayıp ardından nefis bir ara pası ile hurşite çıkarttığı topta çok heycanlandık ama hurşit topu alıp yavaş hareket edince topu kaptırdı... kalecimiz serdar'ın deplasmanda oynuyor olmamızın verdiği durumla zaman geçirmeleri iyi top oynadığımız ve galibiyete yakın taraf olduğumuz için zaman zaman tribünümüzden tepki aldı...
mustafa'nın -pektemek diil bizim tribünden mustafa- maç boyunca "burhan ile starbucs'da konuştum maçtan sonra bana getirip forma vereceğine söz verdi" laflarına bayağı güldük hele bir de burhan 70lerde oyundan çıkınca... :)
maç bitiminde ben tellere astığım bayrağı almak için portatif tribünümüzün altına indim. o sırada futbolcular dibime kadar gelip formaları tribüne attı. ben de baka kaldım :) cem can, kerem şeras, ilhan eker, mustafa pektemek ve serdar kulbilge formasını attı. en son forma atan serdar "geldiğiniz için ve her şey için teşekkürler" demesi de taktir topladı :)
böylece 2. eses deplasamanından da gol göremeden ve 0-0 beraberlikle ayrılmış oldum. aynı zamanda deplasman kariyerimdeki 5. beraberlik oldu bu maç. diğer 2 maçta da yenildik maalesef...
maç bitiminden sonra "çılgın" eskişehir gecelerine akıp gece 3'e kadar lak lak ettik ve 3.10 anadolu ekspresi ile evin yolunu tuttuk...
bizler maçtan sonra 20 kadar kişi gidip mekanda yerimizi almıştık. ardından musti, tunç ve kız arkadaşı geldiler ve yer yok diye başka bir masaya oturdular. musti'nin ve tunç'un "deplasman hatırası" olarak aldıkları es es atkıları boyunlarındayken musti'nin garson kızı çağırıp kızgın bir şekilde "burası eskişehir, bu ankaralıların burada ne işleri var? onlar en güzel yerde oturuyorlar biz buraya sıkıştık olmaz ama!" diye çıkışlarına kız panik bir şekilde cevap vermeye çalışıyordu. musti biraz uzatınca kız "ben patronla konuşayım" dedi ve gitti. ben de mustinin masasına gidip "olm napıyosun attıracaksın lan bizi" dedim. birkaç dakika sonra musti kıza biraz yumşak laflar ettide ortalık sakinleşti :) ama işin ilginç yanı gece sonunda bile kız mustiyi hala esesli sanıyordu. hatta bir ara gelip daha önce böyle bir deplasman tayfasının mekana geldiğini ve tam bu anda bardaki bir eseslinin elemanlara girdiğini ve kavga çıktığını bu nedenle bu tarz konularda çok hassas olduklarını anlattı...
bir dip not olarak, son zamanlarda futbolunu hiç beğenmediğimiz kerem'in formasını alan pepe'yi gece boyunca sürekli tiye aldık :)
bir de tunç'un (aka isaac promise) "eskişehir'in busu çok meşhur abi" dediği her şeyi kız arkadaşı ile birlikte yedik. ob urluğumuza şaşırdık :)