27 mayısta türk milletine hürriyet müjdesini veren mikrofondan, bir milli spor zaferinin müjdesini millete ulaştırmak vazifesini taşıyordum. daracık kulübede maçı anlatırken. bir ara öylesine terlemiştim ki…
boğucu sıcaktan mıydı bu ter? yoksa milli maçın milli ruhla kucaklaşan büyük heyecanından mıydı? yahut da takımımızın ay-yıldızın hakkını vererek oynadığı tesirli ve âhenkli futbolün gururundan doğan ateşin verdiği ter miydi bu? belki de hepsi… amma en çok terleyen, milli takımın onbir başarılı genci idi. terlemeden zafer kazanılmazdı. onlar da terlediler ve kazandılar.
büyük maçtı bu. bir milli inkılâp hamlesi ertesinde, her zerresiyle hürriyet kokan bir havada oynanan ilk milli maçtı bu.. ay-yıldızlı futbolcuların, futbolun beşiğinden gelen temsilcilere karşı verdiği ilk, fakat çok parlak imtihandı bu. sadece atılan gollerle değil, aynı zamanda oynanan oyunla, sarfedilen gayretle, gösterilen azimle kazanılmış bir galibiyetti bu. ferdi kıymetlerimizin kudretiyle değil, birlik ve beraberlik ruhuyla, takımca hak edilmiş bir zaferdi bu…
en iyi oynayan kim miydi? işte adı : türk milli takımı.