40 yaşında tekrar futbola dönme kararı alan ve venezuela birinci lig takımlarından guaros de lara takımıyla sözleşme imzalayan kolombiyalı çılgın kaleci rene higuita'yla fifi'nın resmi internet sitesi geçtiğimiz ay içerisinde güzel bir röportaj yaptı...
- venezuela futbolu hakkında ne gibi fikirleriniz var?
higuita: gittikçe gelişen ve tanrı tarafından yetenek bahşedilmiş bazı oyuncular var. ancak en önemli sorun, onları kendi kabiliyetlerine inandırmak. ülke futbolunun pozitif biçimde gelişimini ulusal takım performansından da görebiliyorsunuz. aldıkları olumlu sonuçlara bakıldığında kendilerini gittikçe üst seviyelere çıkarttıklarını farkedebilirsiniz. ama her şeyden önemlisi insanların saygısını kazanan bir takım oldular.
- hâlâ gerçekleştiremediğiniz arzularınız var mı?
higuita: fazlasıyla... amacım 45'ine kadar futbola devam etmek. zaten bu yüzden yakın zamanda siyasi partilerden, televizyondaki şov programlarından ve de kulüplerden gelen antrenörlük tekliflerini reddettim. ben gol kurtarmayı tercih ettim, zaten tüm bunları futbolu bıraktıktan sonra da yapabilirim.
- başınıza gelmeyen kalmadı; hapse girdiniz, doping yaptığınız için ceza aldınız. tüm bu yaşananları nasıl değerlen diriyorsunuz?
higuita: kanımca en önemli şey karşınıza nasıl bir engel çıkarsa çıksın onu aşmak için gerekli çabayı göstermektir. ben de tanrı'ya önüme çıkan tüm bu engellerde yanımda olduğu için şükrediyorum. bu felsefemi çocuklarıma ve de gelecek kuşaklara aktaracağımdan şüpheniz olmasın.
- insanlar hâlâ kamerunlu roger milla'nın1990 dünya kupasında size attığı golü soruyorlar mı?
higuita: insanlar kariyerimle alakalı iki önemli olay hatırlıyor: biri kamerun maçında rakibi geçmeye çalışırken topu milla'ya kaptırıp yediğim gol, diğeri de wembley'de yaptığım o meşhur akrep vuruşu... insanlar bu vuruş nedeniyle beni kutladıktan sonr yediğim o şanssız golü hatırlatıyorlar. veya tam tersi biçimde soruluyor. futbol aynı zamanda hayattır, her zaman kaybedenler ve kazananlar olacaktır, iyi insan, kötü insan, zayıf insan, şişman insan, uzun boylu insan, kısa boylu insan... her şeyi olduğunca kabullenmek gerekiyor.