alınacak dersler var gençlerbirliği oftaş'ın öğrettikleri
aslında kimsenin böyle bir planı yoktu. tüm amaç eldeki yetenekli gençlerin a takımda oynamaları mümkün olmayan o ara dönemde tecrübe kazanmalarını sağlamaktı. ilhan cavcav yıllar boyunca "rezerv lig kurulmalı" dedikten sonra baktı ki kimse bu oluşumun önemini anlamıyor, üçüncü lig'de kapanmak üzere olan bir ankara takımını alarak rezerv takımını profesyonel liglerde mücadele eden bir ekipten oluşturdu. o zamanki adıyla gençlerbirliği asaş 2004-05 sezonunda lig b'de oynamaya başladı. saha performansını her geçen gün ileriye taşıyan takım asıl çıkış noktası olan oyuncu yetiştirmede de ilk mahsulünü o dönemde verdi. şekerspor'dan yetenekli bir genç olarak transfer edilen mehmet çakır, gençlerbirliği organizasyonu içine dahil olduktan sonra hızlı bir gelişim gösterdi ve ikinci sezonun sonunda a takım kadrosuna alındı. asaş lig b'deki ikinci yılında yani geçtiğimiz sezon lig a yolcularından biri olmayı başardı. böylelikle futbolseverlerin gündemine oturmuş oldular. bir pilot takımın lig a'ya çıkabilmiş olması herkes tarafından takdir edildi. ama hepsi o kadar... açıkçası sezon başında çoğu kişi lig a gayya kuyusu, bu genç çocuklar yapamaz, geldikleri gibi giderler demişti. 23 yaşından büyük futbolcuları yoktu ve transfer dönemini neredeyse tamamen sessiz geçirmişlerdi. ama sezonun başlamasıyla birlikte futbolun gerçeklerinin ne kadar basit olduğunu fark ettik. uzun yıllardır bir arada oynayan bir takım olunca, sahada gençliğin hırsıyla mücadele edince, tempolu futbol oynayınca adınız ve yaşınız ne olursa olsun size puan cetvelinin üst sıralarında yer vardı. sezon başında gençlerbirliği'nin yanındaki asaş adının yerine oftaş'ı alan ekip lig başlar başlamaz üstlere doğru ilerledi. herkes yine oftaş'ı konuşuyordu, milyon dolarlar harcayan şehir takımları karşısında verdikleri mücadeleyi takdir ediyordu. ama yine o kadardı... kimse oftaş'ın süper lig bileti alabileceğine ihtimal vermiyordu. çünkü ikinci yarıda mücadele iyice sertleşecek, her deplasman daha da zorlaşacak, diğer takımlar vites arttırıp süper lig'e çıkmanın yollarını arayacaktı. bu kıyasıya mücadelede arkasında taraftarı, camia desteği olmayan bu gencecik çocukların ayakta kalabilmesi mümkün değil... diye düşünülüyordu. ama yine öyle olmadı. ilk devreyi iki mağlubiyetle lider bitiren oftaş ikinci yarının başlamasıyla birlikte ufak bir bocalama geçirir gibi oldu. halen çok zor yenilen sağlam bir takımdılar ama bu kez kazanmakta zorlanıyorlardı. yönetim sezon başında böyle bir performans beklemediği için her pozisyonuyla komple bir takım olan oftaş'ta tek sırıtan pozisyon olarak gösterilen forvete iddialı bir ismi transfer etmemişti. iyiden iyiye bunun sıkıntısını yaşamaya başlamışlardı. bu donemde bazı telkinlerde bulunan yönetimle teknik direktör metin diyadin'in arası açılmış, üst üste iki deplasmanda düşmeme mücadelesi veren takımlar karşısında alınan yenilgilerin ardından da teknik direktör değişikliğine gidilmişti. osman özdemir'in gelişinin ardından ilk iki maçını kazanan oftaş, kritik karşılaşmada malatyaspor'a deplasmanda yenilse de rakibinin son haftalarda çok puan kaybı yaşaması nedeniyle süper lig biletini almayı hak etti. türk futboluna o kadar çok şey öğreten bir süreç oldu ki gençlerbirliği'nin pilot takımının macerası. ulvi bir amaç için bir araya getirilen gençler, kendilerine böyle bir misyon yüklenmemiş olsa da öylesine azmettiler ki hiçbir engel onların karşısında duramadı. kulübün yöneticilerinin dediği gibi oftaş'ta hedefi onlar değil, futbolcular belirlemişti.