#1 tanrının eli: arınma ingiltere vs arjantin, 1986
şans ve kötü şans zaman içinde birbirini dengeler derler. bu açıdan, 1966 yılında "rus" yan hakemin çizgiye çarpan topa gol kararı vermesi, ingiltere'nin 22 haziran 1986'da meksika'nın azteca stadı'nda maradona'nın elle attığı gol sonucunda kupayı kaybetmesinin 'karmik' ödeşmesi gibidir. hikâyeyi hepimiz biliyoruz: ingiltere ile arjantin arasında tatsız ve golsüz devam eden çeyrek final kapışmasının ikinci yarısının onuncu dakikasında, pozisyonu uzaklaştırmak maksadıyla topa vuran steve hodge'un vuruşunda top kendi ceza sahasının penaltı noktasına doğru havalanmış, kaleci shilton bir balet edasıyla topa doğru sıçramış ama diego maradona sürpriz bir şekilde daha da yükseğe sıçrayarak topu shilton'un elleri ve permalı saçlarının üstünden ağlara doğru yumruklarrııştı. tunuslu hakem ali benaceur da gol kararı vererek orta noktaya doğru koşmuştu. daha sonra maradona kimilerine göre tüm zamanların en iyi golü diye adlandırılan ikinci golünü kaydedecek, oyuna çok geç giren john barnes'ın asistiyle gary lineker de ingiltere'nin tek golünü atacaktı ama bu gol ingiltere'nin trajik bir şekilde kupa dışında kalmasını engellemeyecekti. korkunç bir olaydı ama teknik olarak ortada hata yoktu.
çoğuna göre maradona'nın o gün yapmış olduğu ahlâksızlık affedilecek gibi değildi ve onun gerçek karakterini ortaya koyuyordu. bu ingiltere'nin 2002 dünya kupası'nda arjantin'e karşı kazandığı penaltıyı hatırlayanlar için garip bir bakış açısı doğrusu. maradona ahlaksızsa, michael owen'ın artistik puanlarda tüm jüriden 6.0 tam puan almasını hak edecek düşüşü ne? kimse onu "bodur üçkağıtçı" diye adlandırmadı, öyle değil mi? bu olayda tüm suçu maradona'ya yıkmak yerine, o günkü hezimetten birkaç ingilizi sorumlu tutmak daha doğru olmaz mı? mesela: bobby robson: arjantin bariz bir şekilde kanatlardan saldırırken, barnes ve chris waddle'ı kulübede unutan ve onun yerine sahada, e şey, peter reid ve trevor stevenla (!) oynamayı tercih eden kim? değişikliği yapmayı akıl ettiğinde ingiltere çoktan iki farklı geriye düşmüştü ve zaman hızla azalıyordu.
peter shilton: sakın o pozisyonun çok açık bir faul olduğu konusunda kendini savunma: maradona'nın topa eliyle vurduğunu teny butcher sana söylemeseydi haberin bile yoktu, ancak ondan sonra yana yakıla protesto etmeye başladın.
steve hodge: topu öbür tarafa doğru uzaklaştıracaksın kardeşim!
terry fenwick & peter reid: maradona ikinci golü atmadan önce slalom yaparken ikinizin de diego'yu üç defa çelmeleme şansınız vardı. bu kararı vermek çok zor bir şey olmasa gerek; ne de olsa tek bacağını kullanan bir adam var karşınızda!
gary lineker: git kafanı acıtacak bir yerlere vur!
nasıl, gerçeklerle yüzleşmek biraz rahatlattı mı? iyi iyi...