ezeli rakibimiz galatasaray'la bugün mithatpaşa stadında randevumuz var. şu anda pek çok kimse zannediyor ki biz bu randevuya kırgın, üzgün, istemeyerek ve sırf mecbur olduğumuz için gidiyoruz. yok. böyle düşünenler hatâ ediyor. uzun seneler sarı - lacivertli formayı sırtında taşıyan bir futbolcu ve bugün de mesul bir idareci sıatiyle söyleyeyim ki ne kırpın, ne kızgın, ne de üzgünüz. gerçi randevuya gitmeye mecburuz, amma herkesin bilmesini isteriz ki bu mecburiyet, bize ancak ve ancak bir şeref verir. uzun seneler. elli yıl... dile kolay bu. dostâne münasebetler. sportmence mücadele. iyi ve taptaze hâtıralar. bunlar unutulacak! bu anlayış yerini kavga döğüşe terkedecek! buna imkân var mı? kim isterse istesin, sağlam temellere dayanan bu dostluğu bozamayacaktır. yapılacak ufak tefek zorlamalar satıhta kalmaya mahkûmdur. galatasaray'la bugün tahmin edilenler hilafına iyi bir müsabaka oynayacağız. finalde son sözümüzü mertçe söylemek kararındayız. onlar da bizim kadar kararlı ve bizim kadar azimlidirler. bundan zerrece şüphemiz yok. geçen maçtaki asabi ve hırçın havaya bakanlar bu maçta nahoş hadiselerin cereyan edeceğini ileri sürüyor veya tahmin ediyorlar. bir takım astronomik rakamların sportmence mücadelenin soysuzlaşmasında rol oynadığını söylüyorlar. belki bunda tamamen haksız değiller amma elli yıllık dostâne münasebetleri unutmaları da hatadır. tekrar edelim. biz çarşamba günü olup bitenleri haklı veya haksız diye bir tefrik gözetmeden çoktan unuttuk. bugün ezeli rakibimizin karşısına bu haleti ruhiye ile çıkıyoruz.