- kariyeriniz bir "geç buldum, çabuk kaybettim" hikâyesi. 2002 dünya kupası'na giderken de 27 yaşına basmak üzereydiniz. ilk ve son kupanız olma ihtimali vardı?
ilhan mansız: giderken bu kupanın ilk ve son olacağı düşüncesi yoktu. türkiye 48 yıl sonra bir kupaya katılıyordu. haliyle o anın tadını çıkarmaya çalışıyorsunuz.
- ilk 11'de yer alma mücadeleniz vardı?
ilhan mansız: tabii ki ben oraya ilk on birde oynayabilme düşüncesiyle gittim. elemelerde son maçta hakan şükür'le birlikte iyi bir ikili oluşturmuştuk. hazırlık maçlarında da ikimiz yan yana oynarken başarılı maçlar çıkardığımız için o ümidi taşıyordum. ama kupada beklediğimden daha az fırsat yakaladım. dakika olarak az oynamama rağmen yıldızımın parladığı bir turnuva oldu.
- sanki oynayabilmeniz için hakan şükür'ün milli takımda bir kenara itilmesi gerekiyormuş gibi bir hava oluşmuştu. bundan rahatsız oldunuz mu?
ilhan mansız: hakan şükür'ün türk futboluna kazandırmış olduğu başarılan saymaya gerek yok. zaten onu kesmekten çok, onunla birlikte çift forvet olarak oynayarak daha başarılı olabileceğimiz inancı içindeydim. gerçi geçmişte kalmış bu maçlar için konuşmak saçma olur ama günümüz futbolundaki savunma kurgulan içinde tek forvetin işinin çok zor olduğunu düşünüyorum. beşiktaş'ta da iki buçuk yıl tek forvet oynadım. bu husustaki sıkıntımı o zaman da dile getiriyordum.
ilhan mansız: önceki maçlarda da kenardan gelmiştim. o karşılaşmalarda beklenen patlamayı yapamışüm ama senegal karşısında oyuna girerken bir şeyler hissettim. sahaya girdiğimde yıldıray'a gol atacağıma inandığımı söyledim. normal süre içinde de gole yaklaştığım anlar oldu, üst ağlara giden bir topum vardı. uzatmalarda da tarihe geçen o altın golü atmayı başardım.