o zamanlar küçücük bir çocuktum. babamla birlikte samsun ırmak sanayi- sönmez filament voleybol 1. lig maçı için yaşar doğu spor salonundaydık. maç oynanırken bir hareketlenme oldu. içeriue samsunsporlu futbolcular geldi. ertesi gün fenerle oynayacaklardı ve faaliyet olsun diye voleybol maçına gelmişlerdi. babam hemen beni tanju'nun yanına götürdü. tanju çolak saçımı okşadı ve ben de ona "tanju abi inşallah yarın fener'e gol atarsın" dedim.
ertesi gün babam sabahın köründe içeri girebilmek için maça gitti. ben ise tv'nin başına geçtim. orhan attı 1-0 oldu. orhan yine attı 2-0 oldu. rıfat attı 3-0 oldu. evet mutluyduk ama birşeyler eksikti sanki. ve nihayet markajdan kurtulan kral çıktı sahneye ve 4-0 oldu. o golü benim için atmıştı.
******
fatih uraz anlatıyor
haftalar geçti ve geldi çattı fenerbahçe maçı. yine biz ısınmayı bitirip maçın başlamasına on beş dakika varken soyunma odasına girdiğimizde bizimle beraber rahmetli başkan hasbi ağa da odaya daldı ve bu sefer; “hakimlere saygılı olun! kardeşimi sevindirin, primim devam ediyor. bir de sizden 5-6 farklı bir galibiyet bekliyorum.” dedi. bu kez kendimizi tutamadık ve uzun müddet güldük. maçın neticesi mi? 4-0 kazandık.
sizin anlayacağınız ne zaman fark beklese ve rakam söylese, bütün dedikleri bir eksiğiyle gerçekleşiyordu. ama kim fener’e dört gol atacağımızı tahmin edebilirdi ki! zaten o maçtan sonra f.bahçe üç sene boyunca bırakın bizi yenmeyi, gol bile atamadı. kupada, ligde, istanbul’da, samsun’da, izmir’de… her yerde yendik.