birinci devrenin son dakikası oynanıyordu. erol gerilerden koparak ve karşısına çıkanları çalımlayarak aut çizgisine kadar indi, ortaladı. bayram, altı pas çizgisi üzerinde yakaladı, şütünü attı. yerden sağ köşeyi bulan topa sıtkı uçarak yumruk atıyor. heyhat! sıtkı'nın yumruğu ile kaleye mıhlanırcasına giren top... goool!
fakat kalye giren top yan ağlarda bulduğu bir delikten dışarı çıkıverdi. gülünür böyle tesadüfe tabi... gülünür ama "gol değil" denemez ya... ama pekala "gol değil" denebilir ve buna bir kulp takılabilirmiş. nitekim hakem adanalı ihsan tugan, bayram topa müdahale ettiği anda erolun ofsayt olduğunu iddia ile golü muteber addetmedi. halbuki erol topu ortaladıktan sonra artık oyunla hiçbir alakası düşünülemezdi.
altaylılar sinirlendi. hakemin etrafında -pek de sevgi ve sempati ifadesi olmayan bir tarzda- toplanıverdiler. hakem biraz hırpalandı. hırpalandı ama, beykozlular da da erol'un topu ortaladığı yerden ofsayt atışı yaptılar.
ihsan tugan o ana kadar hiç fena bir hakem gibi gözükmemişti. elbet de ufak tefek hataları oluyordu. fakat umumi havası ümit verici idi. hatta altayın ilk golünden bir evvelki pozisyonda avantajı düşünerek cesaretle verdiği bir karar şayanı takdirdi: solaçık yerine deplase olmuş erol, topu ortaya aşırtarak istedi. ekerbiçer elle kesti, fakat erol tekrar kaptı. hakem en mühim kararı verdi ve düdüğünü çalmadı. erol topla sola kaydı, ortaladı. kale ağzında ayhan ıskaladı. gönen nefis bir sol çaktı... 28 inci dakika idik ve bu gol hakemin dikkatinin iyi bir eseri idi.
evet altayın sayılmayan golü hariç ihsan tugan "büyük" hata yapmamıştı. ikinci büyük hatasını da altayın ikinci golü atılırken yapacaktı.
ilk devre 1-1 bitmiş ve ikinci devrenin yirminci dakikasına kadar da gol çıkmamıştı. nejat sol ileri bir pas attı. o tarafa deplase olan ayhan topu aldığı zaman offsayttı. kaçtı, ismeti çalımladı ve fırlayan sıtkının başının üzerinden topu ağlara gönderdi.
beykozun gollerinde şirzatın büyük rolü vardı. birinci gol tamamen şahsi gayret ve mücadesi ile olmuş, ikinci ise onun verdiği nefis bir orta ile yapılmıştı. 40 ıncı dakikada topu geriden yuvarlanan bir pasla almış, evirmiş, çevirmiş, sökmüş, düzeltmiş, sonra getirip altanın başının üzerinden kaleye sokmuştu. bu beykozun ilk beraberliği idi. ikinci devrenin 25 inci dakikasında da sola doğru kayarak yaptığı ortaya bütün altay müdafaası seyirci kalınca yetişen mustafanın çetiği sert, güzel, temiz şüt altanın müdahale edemiyeceği kadar nefis bir şekilde ağlara takılı vermişti.
dün altay'ın beraberliği bir tesadüf değildi. hatta izmirliler beraberlikten daha fazlasını haketmişlerdi. buna mukabil beykozlular forvet hattında şirzatın tek kalışı ve ancak abdullahın -oyuna girdikten sonraki- çalışması ile kalıyorlar ve "golcülüklerini" tamamen kaybetmiş oluyorlardı. buna rağmen iki güzel gol attılar. fakat altay daha iyi idi.