ilk basımı 1997 yılında olan bülent gürkan ve m. sait orhan'ın "trabzonspor efsanesi" kitabından;
herkesin aklında kupadan başka bir şey yoktu. bakalım ligdeki bu aktif dinlenmenin kupaya bir getirisi olacak mıydı? günlerdir meraklıa beklenen, "kupa kimin...trabzonspor'un mu yoksa kocaelispor'un mu olacak?" sorusunun yanıtı, 16 nisan 1997 günü izmitte verildi... şampiyonluk körfez'in oldu!..
90 dakika boyunca büyük bir çekişme içinde geçen maçta, gole mecbur olan trabzonspor atak oynamıştı. bordo-mavililerin sürekli golü düşündüğü mücadelede, yeşil timsahlar da iyice kapanıp golü ancak kontrataklarla kollamıştı. trabzonspor maç boyunca aradığı tek golü bir türlü bulamadı. evsahibi takım kalecisi stingaciu'nun devleştiği maçta, tolunay da trabzonspor adına en olumlu görülen futbolcu olmujtu.
uzun süre golsüzlük bozulmaz ve hakemin kronometresi zamanı trabzonspor adına başdöndürücü bir hızla tüketirken, riskin dozunu iyice artıran bordo-mavililer, bitime 4 dakika kala kalesinde golü gören taraf oldu. böylece kocaelispor, tarihinde ilk kez kupa şampiyonluğuyla tanışırken, trabzonspor'un payına da "merhaba hüzün" demek düşmüştü...
trabzonspor ailesi'nde derin bir üzüntü hakimken, yönetim kurulu üyesi cemil kaya, finalde sergilenen futbolun bordo-mavili kulübe yakışmadığını vurgulayarak, "trabzonspor, hakem hatalarının arkasına sığınacak küçük bir kulüp değildir. askerin savaşmadığı yerde komutan ne yapsın? yılmaz hocayı inanarak göreve getirdik. bu şerefli formanın değerini bilmeyenlerden formayı alarak, hakkı olanlara verilmelidir" demişti