arjantin maçına, kazanacaklarından 'emin' olarak gelen brezilyalı taraftarlar, kendi kalelerinde gördükleri şok golden sonra teknik direktör lazaroni’ye ateş püskürdüler.
nilgün cerrahoğlu
roma - maç biter bitmez maradona'nın0yaptığı ilk iş napoli'den takım arkadaşı antonia carca'yı teselli etmek oldu. antonio ağlıyordu. "tanrı'ya bu mucize için teşekkür ettikten sonra yaptığım ilk iş ona yönelmek oldu" dedi. maradona ve ekledi “yapabileceğim tek şey teselli etmekti. antonio'ya sarıldım, konuşmadan öyle kaldık. biz yenilseydik onun da benim için aynı şeyi yapacağından emindim."
arjantinli "star" futbolcu her topa yaklaştığında stadın basamaklarından yüksel koro halindeki homurdanmalar, ana avrat küfürler, hep maradona'ya karşı güdülen psikolojik savaş stratejisinin bir parçasıydı, ama bu maça "dünya kupası'nın ilk golünü brezilya kalesine atacağım" diyerek giren maradon hiç istifini bozmadı. kendi açıklamalarına göre son dünya kupası'nı oynayan 30 yaşındaki futbolcu, şişmiş, çürük içindeki ayak bileğine maç arasında yapılan novakin enjeksiyonlarına rağmen, uzun soluğundan hiçbir şey yitirmedi ve maçın bitmesine 10 dakika kala caniggia'ya takımının yazgısını belirleyen o unutulmaz pası geçirdi.
tribünlerdeki ilk tepki uzun bir sessizlik oldu. bu maçı kazanacaklarından emin olarak stada gelen brezilyalılar, düş kırıklıklarını gizlemek için en ufak çaba göstermediler. maradona'ya karşı açılan açık savaş, yerini brezilya'nın teknik direktörü lazorini'ye karşı duyulan tepkiye bıraktı. gözlerini boşluğa dikmiş başları öne eğik taraftarlar arasında öfkelenen biri "lazorini bir antrenör ise ben de papayım" diye bağırıyordu. birkaç dakika öncesine dek statta gerçek bir karnaval atmosferi yaratan sambayla kalçalarını kıvıran, göğüslerini açan brezilyalı dilberler, tırnaklarını yiyior, hıçkırıklarını tutamıyorlardı.
brezilya öylesine zafer bekliyordu ki roma'da brezilya sefareti bile "piazza navona"daki binasında özel bir "torcida'ya (brezilyalı amigolara) destek" servisi kurmuştu. okyanos'u aşarak çizmeye akan brezilyalı gazeteciler arasında kimse arjantin'in bu maçı kazanacağına ihtimal vermiyordu. hatta arjantin'n bile bu atmosferde kendini kapıp koyuverdiği söylenebilirdi. bir gün önce italyan gazetelerde çıkan haberler, "arjantin'in geri dönmek için bavullarını ölümcül karşılaşmadan önce hazırladığı" yorlundaydı. hatta maçı izlemek için özel olarak torino'ya giden arjantin sefiri carlos rackauf bile maradona'nın yuhalanmalarını teslim olmuş bir havada seyretti. stada esşi ve kızı guadalupe ile gelen sefir beklenmedik gol karşısında duyguları gizleyen diplomatik tavırları bir kenara bırakarak oturduğu yerden kızıyla birlikte “gol, gol" çığlıklarıyla fırladı. daha sonra şeref tribünnün parmaklıklarına yaslanan arjantin sefiri, dayanamadı ve önüne gelen ilk kupa hostesini öptü. brezilya'yı eleyen arjantin'in zaferini "brezilya oynadı, maradona kazandı" diye veren italya gazetelerine göre maradona bu kupanın da tartışmasız yıldızı.