ilk yarısı golsüz geçilen mücadelenin 53. dakikasında sedat g.birliği'ni öne geçirdi. 86'da alex'in golü beraberliği sağladı. artı 93'te brezilyalı yıldız yine sahne aldı ve galibiyeti getirdi.
teknik direktörlerin beylik lafıdır; koşmayana forma yok." bizim de merakımız bu yönde aslında. karşı karşıya geldiğimiz ilk anda da alex'e soracağım; maç sonunda terli formayla soyunma odasına gittin mi?" büyük futbolcu ile özverili futbolcu arasındaki farkı dün gördük. alex topun en iyi arkadaşı. öyle ki, rakibe çarptığında bile top yine kendi takımından birine gidiyor. brezilyalı bu umarsızlığı içinde yarattığı pozisyonlar ve ustalığıyla insana ne düşüneceğini şaşırtıyor. takımını ipten aldı, büyük futbolcu olduğunu bir kez daha kanıtladı. işte f.bahçe'nin bu seneki karakteri bu; kötü oyna, alex atsın, iyi oyna yine alex atsın. oyunu zora sokan en büyük neden f.bahçe'nin düşük pas yüzdesi ile oynaması ve adam eksiltememesi. maçın ruhunu çalan salı günkü m.united sınavı da olabilir. aslında ankara takımı salı günkü kırmızı şeytanlara uygun da oynadı. f.bahçe için iyi bir testti ama yanlışlar o kadar fazlaydı ki, ortada götürecek doğru kalmadı. 35. saniyede nobre, serkan'ın müthiş ortasını ömer'e teslim ettikten sonra, f.bahçeli eller havaya tam kalkmıştı ki ama bunu görmek için 53 dakika beklemek zorunda kaldık. sahada olma nedeni duran toplar olan van hooijdonk'un uygun yerde bulduğu iki frikiği harcaması da cabası. 16'da ümit bozkurt'un auta giden kafa vuruşunun ardından 17'de rüştü, skoko'nun ayaklarından topu söktü. 31'de ise boliç'in sert frikiği vardı. 53'te sedat yeşilkaya'nın ağlarla kavuşan muhteşem şutuyla skordaki denge bozuldu: 1-0. daum üç değişiklik yaparak maça tekrar ortak olmaya niyetlendi. f.bahçe şişirmeye başladı ama golü akıllı verkaçla buldu. oyunun bir başka özelliği ise van hooijdonk ile kaleci ömer'in oyuna müdahaleleriydi. ömer'in sürekli vakit geçirmesi hollandalı'yı kızdırmıştı. g.birliği oyuncuları sakatlanan arkadaşlarının tedavisi için topu taca attıklarında pozisyonu tekrar rakibe veren fabiano'ya kızıyordu; bu kadar vakit geçirirken, fair-play sana mı düştü diye. ömer ise golü attıktan sonra tüm takımın erdoğan arıca'ya koştuğunu gördü. bir deparla rakip sahaya geçerek f.bahçe'nin santra yapmasını engelledi. gol sevincini yaşayan takımını net bir golden kurtardı. 87'de van hooijdonk'un kaptırmadığı ender toplardan biriyle buluşan alex, dokunulmazlığı varmış gibi kaleye doğru katetti, köşeye vuruşuyla ömer'i alt etti. artı 92'de ise mehmet yozgatlı sağdan nefis bindirdi, penaltı noktası üzerinde topla buluşan alex sonucu ilan etti: 1-2.