gerçi 27 nci dakikada, şirzat'ın dönerek attığı vole güzeldi. fakat top nevzat'ın kafasına çarparak seyrini değiştirmemiş olsaydı kaleci orhan buna müdahale edecek ve muhtemel bir golü önleyecekti.
çünkü, orhan iyi yer tutumuştu. topun aksi köşeden filelere takılması da bunu göstermekteydi. seyirci kalmıştı, esasen bundan başka birşey yapmaya da muktedir değildi. bu dakikaya kadar, gerek eykoz, gerekse ankaragücü, birbirlerine bariz bir faikiyet gösterememişti. top, maksatsız bir şekilde ayaktan ayağa dolaşıyordu. oyuna heyecan veren ve tribünlerdeki seyircileri kıpırdatan bu gol olmuştu. fakat aradan iki dakika geçecek, takım kaptanı ekerbiçer, ters bir kafa vuruşu ile topu kendi kalesine sokacaktı. kaptan bu işlediği hatayı telafi etmek için maçın sonuna kadar koşuşup didinecekti. nitekim, didindi de, amma golün üzerinde yarattığı normal bozukluğu onun bütün bu çırpınışlarını boşuna çıkatacaktı. bereket versin ki ikinci devrede ziya ve şirzat... bu iki futbolcu, biri karambolden diğeri de güzel bir sıyrılış ve onu takip eden şahane bir şütle beykoz'a iki gol kazandırıyorlardı. işte ekerbiçer'i affettiren bu goller oldu. ankaragücü, vasatın altında bir takım hüviyeti içerisinde görünmüştü. beykozu ikinci devredeki canlı ve mücadeleci oyunu ise, iki puan kazanmasına kafi gelmiştir.