2 kişi azdır! 20 kişi azdır!... maç başlayalı henüz birkaç dakika geçmişti ki galatasaray tribünlerindekiler hep birden bu tempoyla bağırıyorları.
zira daha başlama vuruşu yapılır yapılmaz karşıyaka santrforu hemen geri çekilip metini adım adım takip ederek marke etmeğe girişmiş, karşıyaka santrhafı da biraz onun gerisinde bütün dikkatiyle gene metini kollamaya başamlıştı... galatasarayın golcü adamı böyle iki muhafızla zararsız hale getiriliyordu... 8 inci dakikada suat da sakatlanıp bir daha dönmemek üzere sahayı terkedince sarı-kırmızılılar akınlarının akıllı mimarını da kaybetmiş oluyorlardı.. ve işte bundan sonra metin olmayınca gol çok olmıyacağına inananlar suat olmayınca da takımda kalsın da kalmadığını anladılar. artık sarı-kırmızı akınları hem inkişaf hem de netice bakımından yavanlaşıvermişti. geriden ortaya vurulan toplar bir duvara çarpar gibi geri dönerken, cenahlardan gelenler de aynı şekilde tehlikesiz oluyordu... sonra galatasaraylı forvetler şahsi dalışları tercübe ettiler o da olmadı... nihayet bütün ümitler onsekiz civarında verilen frikiklerde ya metin ya da saimin vuruşlarına bağlandı kaldı...
k.s.k. = renk ve vazife aşkı
kaşıyaka gelince metini iki adamlarıyla zaptederken diğer forvet oyuncularını da adam adama sıkı markahlarla durduruyorlardı... çok adama ihtiyaç gösteren bu koyu markaj yüzünden haflar pek nadiren forvetlerine yardım edebiliyorlar ve hatta çok zaman sağiç de geriye geldiğinde ilerde ogün, k. erol, özcan korkunç fırtına gibi deplasmanlarla heryere koşarak rakip müdafaayı karıştırıyor, allak bullak ediyorlardı.
hemen şunu da söylemek gerekir ki yeşil-kırmızılılar kuvvetli rakipleriyle başa baş bir oyun çıkarmak için canlarını dişlerine takarlarken katiyen lüzumundan fazla sertliğe, haşinliğe de kaçmıyorlardı. sadece lisanslarına "profesyonel" yazılmış, tamamiyle ve tertemiz amatör hislerle, renklerine sarılmış bir takımdı sahada efendice mücadele eden... elde ettikleri kıymetli beranerliten dolayı hepsini tebrik ederiz.
lüzmsuz kalabalık
galatasaray oyun ilerledikçe ve iş tehlikeye girince takımda bazı değişiklikler yapmayı denediler... fakat takım o derece karşılıklı ki, bu yeniliklerin tesiri olmadığı gibi, yapılmak istenilenlerin farkına varmak bile zordu...
tribünlerde, saha kenarında bulunan antrenör, antrenör yardımcısı ve umumi kaptana ilaveten orada hiç bir vazifesi olmayan veznedarla, bölge temsilcisinin de karışmasıyla kalabalıklaşan galatasaray kurmay heyetinin bu karmakarışıklıkta büyük rolü olduğunu söylenenler çoktu. bizce de görevli olamayanlar artık saha kenarında boy göstermekte, akıl karıştırmaktan vazgeçmelidirler...
maçtan mühim dakikalar
dak 3: isfandiyar iki rakip oyuncuyu çalımlayarak geçti, yaptığı güzel ortayı cengiz kafasıyla değerlendiremedi.
dak 11: ahmedin mücadelesi neticesinde metine gelen top kuvvetli bir şütle avuta yollandı.
dak 12: galatasaray'ın golü.
dak 18: karşıyakalılar sağdan uzun bir taç atışıyla galatasaray kalesine ilk tehlikeli anı geçirttiler.
dak 28: isfendiyar çok müsait vaziyete bir gol kaçırdı.
dak 30: selimin kaleye havale ettiği vuruşu metin tamamladı. top karşıyaka kale çizgisini geçer gibi oldu. müdafiler uzaklaştırdılar.
dak 48: selim yükselle karşılarşıya kaldı fakat topu içeri vuramadı.
dak 58: karşıyakanın golü.
dak 73: özcanın güzel ortasına ogün'ün kafa vuruşu az farkla avut.
dak 83: soldan gelen ortaya isfendiyarın güzel volesi avut.