maçtan önce sakarya'da siteden "zeynel soyuer" ve "christian lucarelli" ingiliz bir truist ile tanışırlar. arsenal taraftarı olan turist macaristan'da ingilizce öğretmenidir ve türkiye'ye gezmek için gelmiştir. maç olduğunu öğrenince de hemen bir maç bileti alır. ilk ilgisini çeken maç biletinin inanılmaz ucuzluğu (1 ytl) ve bir de kaldığı oteldeki görevlilerin "maça gideceğim" dediğindeki "garip" tepkileridir... hotel görevlileri ne gerek var ankara takımlarının maçına gitmeye gibi laflar ederler vs vs... bizimkiler muhabbet ederken chris'in ankaragücü tribününden bilet aldığını öğrenirler ve "gel bizle izle" diye öneride bulunurlar. chris kabul eder ve bizim tribüne maça gelir...
maç bitiminin ardından chris ile bol bol muhabbet ettik. tribünlerin hiç susmadan tezahürat yapmalarını, hiç yerlerinde oturmamalarından etkilediğini söyledi. gençlerbirliği'nin kazanmasından ötürü mutluydu :) ingiltere'deki tribünlerle türkiye'deki trşbünleri kıyasladık. ilginç saptamalar yaptık...
türk futbolu ile ilgili çok enteresan sorular sordu. mesela istanbul-anadolu ayrımı konusunda muhabbetimizin üzerine "peki istanbul takımlarının ikisi avrupa tarafında biri de asya tarafında. asya tarafında olan anadolu mu?" diye sorması çok enteresansdı. ayrıca gençlerbirliği taraftarlarının küfretmediğini, hiçbir kavgaya karışmadığını, hiçbir takım ve taraftar gurbu ile kavgalı olmadığını anlattığımda "yani st. pauli taraftarları gibisiniz. çok güzel" diye saptamada bulundu... londraya gidersek hangi takımın maçını izleyelim diye sorduğumuzda, chelsea maçlarının çok pahalı olduğunu, arsenal taraftarının oturarak ve sakin maç izlediği için atmasferin sıkıcı olduğunu bu nedenle hem ucuz hem de tribün olarak daha renkli olan west ham maçına gitmemizi önerdi...
bu arada lucarelli, alkaralar tribününün sadece 150 tane bastırdığı ve bir tarafında venceremos bir tarafında gençlerbirliği yazan atkısını chris'e armağan etti. chris çok sevindi ve hemen "orjinal" bir gençlerbirliği forması nereden bulurum diye sordu. özellikle orjinal istediğini de bastırarak söyledi. ardından ona kulüpteki shop'dan alabileceğini ama bayramda kapalı olacağını o yüzden isterse alıp kendisine postalayacağımızı söyledik. kabul etti hemen parasını verdi...
yaklaşık 5 saat cümbür cemaat güldük eğlendik. tezahüratlar yaptık. futbol hakkında, ingiltere hakkında, türkiye hakkında konuştuk. sabah 4 gibi dağıldığımızda hem galibiyetin keyfi hem de chris gibi biri ile tanıştığımızdan ötürü son derece mutluyduk. o da misafirperverliğimizden etkilenmiş olacak ki sabah bir mail atıp çok fantastik bir gece idi benim için sizlerle tanıştığım için çok mutluyum dedi...