ravelli şimdiye kadar izlediğim en farklı kalecilerden biriydi. dağınık saçları, şişmiş gözleri ve garip mimikleri ile pek kelaciye benzemezdi, mamafih gelmiş geçmiş en atletik kalecilerden biriydi. ülkesinde iki lakabı vardı. "deli" ve "kedi".
üçüncülük, dördüncülük maçlarının gereksiz bulunmasına yok açan maçardan biriydi bu maç. turnuvanın iki süpriz avrupa takımı karşı karşıya gelmişti. isveç maçı ciddiye almış ve asılmıştı; lakin bulgaristan finale çıkmamanın moral bozukluğunu ile sahada yok gibiydi. bunun sonucu olarak ilk yari isveç 4 gol buldu.
ikinci yarı ise hatrımda kalan iki hareket var. biri rastalı saçları ile henrik larsson'un yediği tekmeye rağmen hakemin penalti vermemesi; sebep olarak ise maçi beraber izlediğim bir adamın "4-0 öndeyken penaltı mı çalınır?" demesiydi. diğer ise ravallenin rainbow kick olarak tanımlanan hareketi yapıp taraftarları çılgına çevirmesiydi.
rainbow kick: topu;topuğu ile kaldırıp,geriden kendini aşırtıp,topu önüne almaktır. çok şık bir harekettir. yapılması çok zordur. 12 yaşındaki bir çocuk olarak bu hareketi bir kaleciden öğrenmem ise manidar. bu hareketi bir galatasaray real madrid maçında hagi, roberto carlos' yapmıştı. bir de 2002 dünya kupası yari final maçında ilhan mansız yine roberto carlos'a yapmıştı.