11 teşrinievvel (ekim) 1930 tarihli cumhuriyetten;
fener kazandı
muhtelit takım 0-2 mağlûp oldu
müsabakadan evvel merasim yapıldı, istanbul şampiyonu ve şilt galibi fenerbahçe'ye şilt ve kupa verildi
istanbul şampiyonu fenerbahçe takımı, istanbul’un diğer takımlarına mensup oyunculardan teşkil edilen muhtelit takımla dün mukarrer olan müsabakayı yaptı ve bu takımı da sıfıra karşı iki sayı ile mağlûp etti. fenerbahçe - istanbul muhteliti müsabakasından evvel galatasaray tekaütleri ile diğer kulüplerin tekaüt futbolcülerinden mürekkep bir tekaütler muhteliti de karşılaştılar, bu maçı da galatasaray'lılar 1-3 kazandılar.
iki müsabaka arasında istanbul şampiyonu ve şilt tornuvası galibi fenerbahçe ile milliyet kupası galibi istanbul spor ikinci takımına merasimle kupalar ve şilt verildi. fenerbahçe ve istanbul spor takımları saha ortasında toplandılar, istanbul futbol hey’eti reisi hamdi emin bey bir nutuk söyliyerek geçen seneki futbol faaliyetini hulâsa etti ve fenerbahçe’nin istanbul şampiyonu ve şilt tornuvasının galibi olduğunu, istanbul sporun ikinci takımının da milliyet kupası maçlarının hepsinde galip geldiğini bildirdi ve mev’ut olan kupaları ve şildi bu takımların kaptanlarına vererek kendilerini tebrik eyeldi.
müsabakalar nasıl oldu?
müsabakaların tafsilâtına geçmeden evvel burada bir noktaya işaret etmek isteriz. günler hayli kısaldığı ve saat beş buçuktan sonra karanlık basmağa başladığı halde müsabakalara pek geç olarak başlamış, asıl mühim olan ikinci maçın son yirmi yirmi beş dakikası karanlıklar içinde oynanmıştır. bir çok kimseler vapur ve tren saatlerini müsabakaların başlıyacağı ilân edilen saatlere göre hesap ederek geldikleri halde oyuna geç başlanmak yüzünden son vapurlara kalmışlardır. maçlara geç başlanıp geç bitirilmesi, halkı spordan soğutacak bir iştir. alâkadarların buna dikkat etmeleri lâzımdır.
tekaüt oyuncular müsabakası hayli eğlenceli olmuştur. yalnız yaşlarının ilerilemesi üzerine tekaüde sevkedilen futbolcüler arasında dün genç oyuncularda mevki almışlardı. galatasaray’da yusuf ziya, dil geray, mütevelli mehmet beyler gibi oyuncular dün yerlerini bu genç oyunculara terketmişlerdi. mütekaitler oyununun birinci devresi aşağı yukarı normal bir cereyan takip etti, iki taraf ta penaltıdan birer gol yaptılar. ikinci devrede ihtiyar futbolcuların nefes kabiliyetleri tükenmişti. bilhassa muhtelit takımda oynıyan oyunculardan bazıları topa vuramıyacak bir hale gelmişlerdi. galatasaray'lılar bu devrede iki gol daha yaptılar, muhtelit te bir penaltıyı atamadı. oyun bu netice ile bittiği vakit ihtiyar oyuncularda bitkin bir halde saha kenarına serildiler.
fanarbahçe - istanbul mühteliti
fenerbahçe - muhtelit takım maçı canlı ve seri bir oyun oldu. mekteplerde bulunan talebenin hariçteki kulüplere intisap edemiyeceği hakkındaki karar üzerine muhtelit takım şu şekilde tesbit edilebilmişti: avni, halil (vefa), hüsnü (beşiktaş), hasan (i. s.), nihat, suphi, rabii, lâtif, orhan (i. s.), nazım (beşiktaş) muhteşem (vefa). fener'liler de sağ açığa lûtfi’yi ikame ederek malûm takımla sahaya çıkmışlardı.
fenerbahçenin mazbut ahengine karşı muhtelit takımda tam bir anlaşma yoktu. buna rağmen muhtelitin genç akıncıları güzel oynamağa başladılar. fakat ilk golü yapmak fenerbahçe sağ açığına kısmet oldu. ilk devrenin mühim bir kısmında hâkim oynıyan muhtelit buna mukabele fırsatını bulamadı.
ikinci devrede fener’liler ağır basıyorlardı. gene sağ açık önündeki müdafii ikinci defa atlatarak ikinci golü de yaptı. muhtelit takımın oyuncuları fenerbahçe gibi bir mefkûre ve formalarının şerefi için oynamadıklarından sarı lâcivert oyuncular gibi fedakâr olamıyorlardı. bir iki güzel fırsatı da kaçırdılar ve iki sıfır mağlûp olarak sahayı terkettiler.