ilk basımı 2002 yılında olan hakan dilek'in "işte böyle bir şey" kitabından;
maçı kaybettik erol togay
fatih'ten altın kafa
1983 yılı galatasaray-adanademirspor maçı fenerbahçe'nin şampiyonluğunu belirleyecek. fatih terim galatasaraylı o zamanlar. adana'ya gelip maç öncesi "derin sondaj" yapıyor. eğer galip gelirlerse sezonu fenerbahçe'nin önünde şampiyon bitirecekler ve istiyor ki aman adana'da kendi memleketinde bir kaza(!) olmasın. bu arada ali şen her gün arıyor erol'u; "aman erol'cuğum maçı sattığınız söyleniyor!" "ne münasebet!" diyor erol: "biz topumuzu oynayacağız!" korkulan oluyor ve galatasaray adanademirspor'a 3-0 yeniliyor. üçüncü golün sonunda yumruğunu sıkarak sevinç gösterisi vapan erol'a doğru yürüyor fatih terim: "baba dayı gibi yürüdü üstüme ööle kolyesi falan sallan sallan bana bi kafa çaktı. attım kendimi yere ..!" fatih terim bu pozisyonda erol'a sıçrayıp çakıyor kafayı çünküğ arada en az bir yarım metre fark var. aynı gece ali şen. biraz da daha önce yaptığı yanlış dolayısıyla onore etmek istediği erol'a telefonla talimat veriyor: "o hep öyledir ya. 'gel takımın menajeri ol,' dedi. ol diyor. olur musun değil. ben çok duygusalımdır hocam, kimseyı kırmak istemem." e. ali şen bir koyup üç alıyor tabii. erol hem sessiz sedasız çalışan bir futbol emekçisi hem de ingilizceyi anadili gibi biliyor ağzındaki sözcüklerin düşmesinden rahatsız. her cümlesinin sonuna hocam sözcüğünü ekleyerek bitiriyor. "gün gelir her yanlış kendi ölümünü yaşarmış." susuyoruz. istanbul kendi gözlerini ovuşturuyor. üç sene sarı-lacivertli formayı taşıdı erol sırtında. sonra da teknik adam olarak hizmet etti kulübüne. bir sevdanın değirmenine su taşır gibi. daha sonra konyaspor, karşıyaka. altay, zonguldakspor, sakaryaspor, zeytinburnuspor erol togay'dan yana kullandılar teknik adam tercihlerini.