özkan sümer’in galatasaray’ı bıraktığı haberini okurken içimizin burkulduğunu itiraf etmek isteriz. aynı saatlerde istanbul'un çok başka bir semtinde biz bir basın toplantısı yapmak zorunda olduğumuz için bu veda anında bulunamadık. bulunsak, bunları sümer’in yüzüne söyler, yanaklarından öper. «güle güle hocam. ama bir gün gene bekleriz» derdik.
özkan sümer galatasaray’dan gitmesi gerektiği için gitti. ama bu bir gün geri dönmeyecektir anlamına gelmez. gelecektir ve geldiğinde galatasaray’ı en büyük zaferlere koşturacaktır. buna yürekten, inanıyoruz. çünkü, bundan önce de defalarca yazdık, pasaportunda «türk vatandaşı» yazan futbol hocalarının içinde özkan sümer’in yeri 1 numaradır. bir koca sezon boyu hatalarını durmadan yazdık. artık dönülmez noktaya geldiğini gördüğümüz için ayrılmasını istedik. istedik ki, «güle güle» dediğimiz zaman ardına «gene bekleriz»i yürekten ekleyecek halimiz olsun. hoca ilk kez en doğru kararı verdi ve işi uzatmadı.
toplantıda söylediklerini gazetelerde okuduk, izleyen arkadaşlardan dinledik. sanırız yaptığı tüm hataları kendisi de anlamış ve kabullenmiş bulunuyor. galatasaray’a ilerde bir gün gene gelirse, artık o küçük kasaba hocası değil, büyük takımın büyük teknik direktörü olarak görev yapabilir. öfkelerine, inatlarına yenilmekten kurtulduğu, futbolcuları aşağılayıp, daima kendisini öne çıkarmak arzusunu yendiği ve büyük takımın ancak büyük ve yaratıcı oyuncularla doğabileceğini gördüğü gün (ki bugün artık bu gerçeği kabullendiğine inanıyoruz), galatasaray kendisini daima zaferden zafere götürecek bir teknik adama kavuşacaktır.
çünkü özkan sümer, futbolu en iyi bilen ve öğreten adamlardan biridir. rakibinden yerli yersiz korkmadığı zamanlarda verdiği taktikleri ve bu taktiklerin sonucu galatasaray’ın oynadığı seyrine doyulmaz avrupa futbolunu yakından biliyoruz. orta üçlüden kaçan bir adamın eklenmesi ile dörtlenen forvetin, tıpkı voleyboldaki gibi dönerek oynayışının rakip savunmayı nasıl aciz hale getirdiğini kaç kereler gördük.
özkan hoca kendi yarattığını kendi yıkmak yanlışına düşmeseydi, bugün galatasaray hem türkiye liginde açık puan farkı ile şampiyon, hem de avrupa kupasında en az yarı finalistti.
sümer, 1982 - 83 sezonunun analizini başından sonuna çok sakin bir kafa ile yapar, hatalarını ve sevaplarını birbirinden ayırmayı başarır ve hele hele bu hatalardan kendisini arındırabilirse, türk futbolu avrupa takımlarının bile peşinden koşacağı bir hocaya sahip olur. biz sümer’in bunu başaracağına da inanıyoruz.
«güle güle özkan hoca. fazla gecikmeden gene dön.. seni özlemle bekleyeceğiz inan!.»