* şarısın uzun boylu ingiliz antrenör, brüksel havaalanında elini çenesine dayayıp, düşünmeğe başladı: «bu da mı gelecek başıma?» diye, kendi kendine söyleniyordu. üzüntüsü, yorgunluğu yetmemiş gibi, şimdi de koskocaman bir iş açılmıştı başına «herhalde» diye düşündü. «bizim kafiledekiler, beş golle öyle doydular ki, ağırlığına dayanamayıp, formalarını, eşofmanlarını, toplarını burada bırakıp gittiler.» oscar hold'a yeni bir iş düşüyordu. kafile formalarını bürksel havaalanında unutup gitmişti. oscar, belki de formaları almadan gelirdi ama. fenerbahçe'nin pazar günü vefa maçı vardı. takım çıplak mı çıkacaktı? adam başına 3500 lira uçak bileti verilerek kafileye sokulan bunca idareci vardı. ama her biri, bir tarafa dağılmıştı. ve yüklendi hold malzemeleri istanbul'a getirdi.
* fenerbahçeli futbolcular dünkü antremandan sonra, muhtelif konularda konuşuyorlardı. aralarına mikro mustafa da girmişti. bunu gören ismail: «anderlecht sahaya bir hokkobaz ile çıktı. 5 gol attı. keşke biz de mikro mustafa'yı götürseydik. maç 5-5 berabere biterdi» dedi. milro çok sinirlendi. ismail'e şu cevaı verdi: «gene başını üşütmen devam ediyor. gazetelerde okudum. kendini, fenerbahçe başkanından yüksek görmüşsün.»