dün lik maçlarının ikinci pazarını çok gollü bir hafta olarak geçirdik. bir gün evvel durmamacasına yağan yağmur dinmiş, fakat onun yerini sanki gol yağmuru almıştı. takımlar güya sözleşmişler gibi geçen haftanın teker gol veren kısırlığını telâfi ettiler: 8 — 0, 8 — 1, 6 — 1, 3 — 1, 2 — 0...
şimdi bu gollerin hikâyesine geçiyoruz:
beşiktaş — güneş 3 — 1 (1 — 1)
stad: fenerbahçe.
seyirci: 4.000
hakem: nuri bosut
en iyi oyuncu: eşref şeref.
beşiktaş: m. ali hıristo, hüsnü, rifat, bülend, feyzi, hayati, hakkı, muzaffer, şeref, eşref.
güzel olan maçın karakteristik noktaları: güneş forveti, çalışkan ömerin dördüncü haf oynamasiyle yalnız iki elemana inhisar etmişti: iki açıklara. zira murat ve bilhassa canbaz birinci sınıf takıma lâyik oyuncu değiller. ömerin geri yardımiyle dolan müdafaa hatlarında riza daha geri oyniyarak “üçüncü bek,, vazifesini yapacaktı ki olmadı. ikinci devrenin yirmi dakikasında hâkim olabilen güneş forvetlerinde salâh ve rebiiyi içeride görmeli idik. bu da yapılmadı.
beşiktaşın en tehlikeli ve olğun tarafı olan solu karşısında daniş zayıf kalmıştı. ibrahim, ismail, necdet, melih ve rasihsiz güneş takımı oynadığı futboldan hakkettiği randımanı alamıyor. ne ekıik anlaşılmıyor.
beşiktaşı evvelâ galibiyetinden dolayı tebrik birinci vazifedir. fakat geçen hafta unuttukları asabî ve jestlerine avdet etmiş gördük ki, hakkı aleyhlerine çekiyor ve fena not yorlar. takım fenere karşı olan istikrarını bulamadı. rıdvan bir eksik, hıristo bir gediktir. eşrefin golü dışında ve burada bütün spor hayatımda gördüğüm en güzel goldü.
maçın tafsilâtı:
güneş süratli ve iyi oynuyor. üçüncü dakikada rebii üstat bir müdahale ile soldan bir top çıkardı. çektiği şüt m. alinin kucağında kalamadı ve selâh çok isabetli bir vuruş yaptı kapalı zaviyeden giren top ağlarda. umumî hayret ve teşci altında rebii tarafından bir daha parladı. fakat fena talih, bu vaziyetin rebiiyi o sırada düşürüverdi. kaçan fırsat belki neticeyi bambaşka yapabilirdi.
ortasında güneş, fakat kale sahasında müessiriyeti epeyce otuzuncu dakikada hiç marke edilmeyen eşref malûm stilindeki ortalayışını rahatça yaptı. muzaffer sıçradı ve kafa ile durdurdu. şeref birinci şütünü önündeki maniden attı bir ikinciyi cihadın en açık zaviyesine sokarak beraberlik golünü attı. salâhattin aksak haliyle fena oynamıyor. lâkin eski selâh?!.. beşiktaşın sert bir oyun tutturduğu zamanda birinci devre bitti
ikinci devre:
beşiktaş eksilmiyen suflu sayesinde çok hızlı başladı. altıncı dakikada güneş müdafaasının çok geri kalmasından çabuk tehlikeleşen şeref ikinci beşiktaş golünü çok güzel att. bu şüt geçen hafta hüsamın kurtardığı meşhur şeklinde idi. siyah — beyaz iyi bir baskı tutturabildi. aksayan güneş defansı mühim bir tehlike daha geçiriyor. işte bu sıralarda yukarıda işaret ettiğim güneş hakimiyeti birden doğdu. ve fevkalâde açıldılar. o kadar ki sahanın her tarafındaki toplar onların... ne çare ki canbaz da birşeyler yok. beşiktaş düzeliyor.. akınları gene tevali etmeğe başladı. kornerler üstüste.. ve muzafferin güzel bir çekişini cihat iyi kurtardı. fakat güneş durgun ve müdafaa elemanları dağınık.. maçın bitmesine üç dakika kala hayati ileri ve havadan bir top yolladı. hakkı kafa ile daha havalandırarak topu sola geçirdi. çok yüksekten yavaş yavaş inmekte olan topa, eşref uzaktan hızlı hızlı koşup yetişti. sol üst vole şütünü o derecede şiddetli ve düzgün salladı ki cihadın yırtılırcasına çırpınmasına rağmen top üçüncü defa olarak güneş kalesi ağlarna mıhlandı. “bekir,, i tanıyan nesil bu güzel ve emektar sahadan bu vesileyle bir hatıra duyarak ayrıldılar. nuri cidden muvaffak bir idare gösterdi.