* dün ankara'nın bütün ağırlığı sanki beden terbiyesi genel müdürlüğündeki küçük bir odada idi. anlamı bakımından büyük toplantıya o kadar küçük bir oda ayrılmıştı ki, oy kullanmağa gelen temsilcilerin bir kısmı oturacak sandalye bulamadı. hattâ, nefes nefese gelen hakkı yeten, bir başka temsilci ile ayni sandalyeyi paylaşmak zorunda kaldı.
* istanbul kulüpleri temsilcileri toplantıdan önce buluşup konuşacaklardı. fakat ismet uluğ’un uçağı gece rötarlı gelmiş, uluğ'la batur buluşamamıştı. beykoz temsilcisine otel adresi yanlış verilmişti. hakkı yeten ise, uçaktan inip oylamaya ancak yetişebildi. böylece istanbul'lular toplantıya, birbirleri ile konuşamadan girmiş oldular.
* izmirli'ler ise, iyi hazırlanmışlardı. ve bir gece önce, ankara'ya gelince ilk işleri orhan şerefin evine gitmek olmuştu. içlerinde «orhan şerefin gelmesi rezalet olur» diyenler de dahil, izmirliler, apak'a bağlılık gösterisinde bulunmuş ve «merak etmeyin. beraberiz» demişlerdi.
* orhan şeref'in bir gece evvel evini doldurup taşıran ziyaretçilere «sizlere yemek ikram edemeyeceğim. ben bâzı zengin başkanlar gibi değilim, emekli bir memurum sadece»dediği dillerde dolaşıyordu.
* oylama sonucu apak'ı pek memnun etmişti. ama gene de kimlerin kendisine oy verip vermediğini inceledi. bu arada, demirspor’un aydın saraçoğlu’na oy vermesi karşısmda şöyle dedi: «eee muhteremin kardeşi orada antrenörken bana oy verecek değil ya.»
* orhan şeref apak bir de suphi batur’a şaşmıştı: «yahu nasıl olur, dün yolda iki saat seninle beraberim diyordu suphi.»
* ankara bölge müdürü cemal saltık’ın da çekimser kalması karşısında apak, «canım dedi, cemal, aydın'ı destekliyordu, dört oy’dan fazla çıkmayacağını görünce politika yaptı, çekimser kaldı.»
* genel müdür gücüyener, nedense herkesin oy vermesi için ısrar ediyordu. özellikle spor yazarlarına şiddetle ısrar ediyordu. belki de ilerdeki tenkidleri önlemek, spor yazarlarına «ne yapalım, siz seçtiniz» dedirtmek amacındaydı. ama, spor yazarları alaturka kurnazlığa pek gelmediler ve prensiplerinden dönmediler. bu arada söz alan türkiye spor yazarları derneği temsilcilerinden erdoğan arıpınar, «şimdi dedi bir çocuk doğdu, henüz bebek, sağlam mı? sakat mı? bilmiyoruz. çocuk büyüdükçe reçete yazmağa başlayacağız, biz bu işin doktoruyuz.» genel müdür'ün melek gibi gözüken şeytan zekâlı yardımcısı hemen arıpınar'ın kulağına eğildi:«doğan bebek tam 60 yaşında.»
* istanbulspor başkanı ali sohtorik, toplantıyı heyecanla izledi de tam oylama yaklaşırken, «benim daha mühim toplantım var» diyerek odadan çıktı.