türkiye'nin en az 8 gazetesi en az 8 aydır en az 80 noktada özyurt federasyonunu tenkid etmiş, fakat bu tenkidler teşkilât kademelerinin tıkalı kulaklarına gidememişti.
gitseydi, derhal harekete geçer, özyurt'un hatâli tutumuna karşı önce uyarmada bulunur, o da yetmezse, görevinden alınması cihetine giderdi. fakat dedik ya, teşkilâtın kulakları basından gelen tenkidlere karşı daima tıkalıydı. aslında bu tenkidlerin doğruluğunu kabul etmek, biraz da özyurt dışında ve özyurt'tan daha üst kademelerde bulunan spor teşkilâtı yetkililerine de dokunurdu. sadece bir ali sami yen stadı'nı aylarca açamamış olmanın suçu bile, herhalde federasyonda değildi. ama özyurt federasyonu da hatâ bahsinde daha üst teşkilât kademelerini yalnız bırakmamıştı. muhterem özyurt şahsen efendi, dürüst, iyi niyetli, çalışkan insandı. ama bu iyiniyetinden faydalanmıştı etrafındaki bâzıları... milli kadroların seçimindeki hatâlar karşısında, özyurt, o hatâları yapan arkadaşları savunma yoluna gitmiş, arkadaşlarını harcamak istememişti. sonunda bütün günah, özyurt'un başına yıkıldı. federasyonun hatâları sayılmakla bitirilemedi. ancak, 2 mayıs maçlarına kadar teşkilatın üst kademelerinden tek çıt çıkmıyordu. hattâ dış seyahatlerde beden terbiyesi müşahitleri kafilelerde yer alıyor. federasyonun tutumu tasvib görüyordu.
2 mayıs günü ise manzara birden değişti. bükreş'teki üç, istanbul'daki beş gol, her şeyi altüst etmişti. ve en az 8 gazetenin en az 8 aydır , en az 80 noktada yaptığı tenkidlere tıkalı kulakların yerine, şimdi 8 golle açılmış gözler vardı. bu gözlerin üzerinde bulunduğu kafalar da, olaya verilecek «kelle» nin kendisi olmaması çabasındaydı. muhterem özyurt'tan daha uygunu mu oturdu «kelle» vermek için? tıpkı yeniçeri feryadıyla «istemezüüük» çiller de hazırdı. o halde «kelle» yi yeniçerilerin önüne yuvarlamakla her şey, hattâ türk futbolu bile kurtulurdu. ve öyle yapıldı.
soruyoruz: beden terbiyesinin başında bulunan en yetkili kişiler, bugüne kadar özyurt’u çağırıp da hatâlarından dolayı uyarmışlar mıdır? federasyon kadrosunda ıslahat istemişler midir?
marifet, takımın 3-0 veya 5-1 yenildiği gün değil, 3-0 veya 5-1 kazandığı gün, adamı azledebilmektir... eğer gerçekten hatâlı ise...
ve, şimdi de bakan inal'a soruyoruz:
a takımımız bükreş'te 3-0, ümitlerimiz de istanbul'da 5-1 kazansaydı. - bizzat sizin deyiminizle - «ehliyetsiz, yetersiz» özyurt federasyonu işbaşında kalmayacak mıydı? kalacaktı, muhakkak kalacaktı... o zaman çağırıp tebrik edecektiniz özyurt’u..
bir medeni ülkenin futbol federasyonunun kaderi, sahadaki beş forvetin ayaklarında, ya da kaledeki bir gencin kollarında oldukça, sporu bırakın, medeni millet olarak da geri kalmağa mahkûmuz. bu sebeple yeni getirilecek federasyon başkanı'na haber veriyoruz: icraat, yenilik, hamle, reform, hepsi boş... sadece ve sadece millî takımlarımızı kazandırmağa bakın!.. unutmayın: milli takım kalesi ağlarına takılacak her gol, azlinizi bildirecek kâğıdın altına atılacak bir imzadır.