kendimi bildim bileli takımlar ne hikmetse lige verilen araları istisnasız hep iyi değerlendirirler. lige verilen bir başka aradan sonra bu maçta iki takım da bu arayı hiç değerlendirmemişler.
sakatlıktan dönen doğa dışında berat uğur'un yerine 11'de maça başladı. maç başladığından itibaren kötü bir futbol vardı. bülent korkmaz'ın her zamanki defansif oyun anlayışı bozulmadı. haliyle deplasmanda daha da sıkı bir defansif oyun oynayacakları kesindi. bunun hiçbir tarafını göz önüne almamış bir gençlerbirliği vardı. irfan buz fazlasıyla temkinli bir takım çıkardı. belki oyuncular hücum karakterliydi ama anlayış bu karakterde değildi.
ilk yarının bitmesine yakın gosso'nun sakatlanmasıyla petrovic, ikinci yarıya başlarken de uzun zaman sonra 18'e alınan mervan berat'ın yerine oyuna girdi. bu değişikliklerin ne oyuna ne de skora bir tesiri oldu. berbat ve ruhsuz futbol beklendiği gibi golsüz bitti. irfan buz 72'de hikmet yerine uğur'u alarak sahada boş gezen guido veya nizamettin yerine irfan'ı hiç kullanmamış ve yine çok kötü oyuncu değişiklikleri olmuş oldu. ek olarak irfan buz'un takımı gazozuna maç yapıyormuş gibi hiç bir planı ve rakibi analizi yok gibiydi. maçta aklıma gelen tek pozisyon tosic'in ortaladığı yere seken topu takip eden guido'nun dışarı yolladığı pozisyon...
bu maçla birlikte irfan buz aşağı yukarı nasıl bir hoca olduğunu gösterdi ve açıkçası korktuğum başıma geldi. çok sıradan, temkinli bir oyun anlayışı rakip kim olursa olsun değişmeyecek gibi... nizamettin ısrarı ve irfanla berat'ı pek düşünmemesi hepsinden kötü. bu gidişle 3 maçta 4 puan gibi bir istirarla ligi orta sıralarda bitiririz gibi... inşallah yanılırım.