temdit frikiği ile 3 puan bizim: 1-0 1 kasım 2014 gencler.org
süper lig'in 8. haftasında namağlûp başakşehir'i ağırlayan ekibimiz 90+5'de tomic'in kullandığı frikik atışını gole çevirmesiyle puanını 11'e çıkarttı.
::maçtan dakikalar::
karşılaşmanın 19. dakikasında doka'nın gençlerbirliği ceza alanın dışından yaptığı vuruşta meşin yuvarlak, kale direğinin üzerinden auta çıktı.
23. dakikada mervan, istanbul başakşehir ceza alanına kadar taşıdığı topu, stancu'ya verdi. rumen futbolcunun zor durumda vuruşunda kaleci volkan, topu tokatlayarak kornere gönderdi. nizamettin'in kullandığı kornerde iyi yükselen ahmet'in vuruşunda volkan meşin yuvarlağı bir kez daha çeldi. ceza alanında yükselen mervan'ın kafa vuruşunda ise kaleci volkan, meşin yuvarlağı kontrol etti.
37. dakikada visca'nın gençlerbirliği ceza alanın solundan sert ortasında semih, uygun durumda kötü vuruş yapınca meşin yuvarlak kale direğinin üzerinden auta gitti.
maçın ilk yarısı, 0-0 sona erdi.
50. dakikada gençlerbirliği ceza alanında uğur'un uzaklaştıramadığı topla buluşan visca'nın vuruşunda meşin yuvarlak kaleci dahlin'de kaldı.
51. dakikada semih şentürk, kendisinin yarattığı pozisyonda kötü bir vuruş yapınca meşin yuvarlağı kaleci dahlin, kontrol etti.
76. dakikada doka'nın kaleyi karşıdan gören pozisyonda yaptığı vuruşta meşin yuvarlak dahlin'de kaldı.
90+3. dakikada gençlerbirliği, 1-0 öne geçti. gosso'nun düşürülmesi sonucunda kazanılan faul atışını şık bir vuruşla ağlara gönderen sırp futbolcu tomic, skoru kırmızı-karalı ekip lehine değiştirdi: 1-0
"bazen detaylar sonucu belirler" 01 kasım 2014, 16:15 ajansspor.com
istanbul başakşehir teknik direktörü abdullah avcı gençlerbirliği'nin kendilerine karşı kontrollü oynayacağını maç öncesinde tahmin ettiklerini, buna da çalıştıklarını söyledi.
avcı, iki takım için de "oyun iyi değildi" değerlendirmesini yaparak, sözlerini şöyle tamamladı: "zaman zaman biz zaman zaman da rakibimiz oyunda devreye girdi. sabaha kadar oynansa gol olmaz derken uzatmada gol yedik. karşılaşmada 0-0'lık bir oyun sergileniyordu. futbolda detaylar vardır ve bu detaylar bazen sonucu belirler. rakibimizi tebrik ediyoruz. bugün onlar son dakikada buldukları golle karşılaşmayı kazandılar. birgün biz de detayla maç kazanabiliriz. artık bu dosyayı kapatıp önümüzdeki maça bakacağız."
"takım oyununu oturtmaya çalışıyoruz" 01 kasım 2014, 16:13 ajansspor.com
gençlerbirliği teknik direktörü irfan buz, karşılaşma öncesi rakiplerinin yenilmezlik unvanını sonlandırmayı hedeflediklerini, bunu da başardıkları için mutlu olduklarını söyledi.
teknik direktör buz, gençlerbirliği'nin istanbul başakşehir'i 1-0 yendiği maçın ardından yaptığı açıklamada, geçen hafta önemli bir müsabakada fenerbahçe'ye karşı oynadıklarını ve defansif oyunları nedeniyle de eleştirildiklerini hatırlattı.
her karşılaşmaya ayrı ayrı düşünerek hazırlandıklarını belirten buz, "zor bir maç olacağını biliyorduk ama kazanmak istiyorduk. ankara'ya 4-0'lık bir galibiyet ve namağlup gelen bir rakip vardı. rakibimizin yenilmezlik unvanını biz sonlandırmak istiyorduk bunu da başardımız için mutluyuz" diye konuştu.
kırmızı-karalı futbolcuların maçta "inanılmaz" mücadele ettiğini dile getiren buz, "genç oyuncu sayımız çok fazla, takım oyununu oturtmaya çalışıyoruz. çok sevinçliyiz. futbolcu arkadaşlarımızı kutluyorum" ifadelerini kullandı.
hafta içi passolig zorunluğu olmadığı için tribündeki yerimizi aldığımız türkiye kupası maçından 4 gün sonra, ankara 19 mayıs’ta oynanmasına rağmen passolig kullanıldığı için (ne yazık ki) bir kere daha televizyon karşısındaydım.
maçın saati erken olunca, koştura koştura urallara vardığımda maçın başlamasına 5 dakika vardı. ama ne hikmetse lig tv’de maç yayını yoktu! şaşkınlıkla bir süre kanallar arasında dolaşırken, maçın başlama saatinin 13:30 olduğunu görüp şaşırdım. çünkü kafama, başlama saati olarak 13’ü kaydetmiştim!
irfan buz, aziz yıldırım’ın devre arasında orta hakemi tehdit ettiği ve akabinde 2 penaltı golüyle yenildiğimiz fenerbahçe maçının ( http://www.mehmetalicetin...nin-bitmek-bilmez-cilesi/) ilk 11’indeki sedat, petrovic ve irfan’ın yerine antal, nizamettin ve gosso’yu sahaya sürmüştü.
bir önceki hafta galatasaray’a karşı nefis bir oyun ortaya koyan ve oldukça organize ataklar geliştirip 4-0 galibiyet alan başakşehir’den çekinmemek elde değildi. çünkü, sezon başından beri, gol yollarında istenilen performansı bir türlü yakalayamayan ve gosso ile doğa’nın yaptığı agresif pres ve ahmet’in son dakika müdahaleleriyle defansımızı ayakta tutmaya çalışan bir takımdık.
maça her iki takım da oldukça temkinli başladı. bu yüzden genelde pozisyonlar orta sahada düğümleniyordu. doğa ve gosso’nun aynı anda sahada olması nedeniyle başakşehir’in birçok atağı olgunlaşmadan son buluyordu. biz ise, antal, mervan ve nizamettin ile bir türlü topu stancu’ya ulaştıramıyorduk. ayrıca uğur’un, sol kanattan yaptığı çıkışları güzel bir ortayla süsleyememesi, gol şansımızı iyice azaltıyordu. (guido dışında kaleye şut çekmediğimizi de not düşmekte fayda var.)
23. dakikada mervan’ın sol kanatta bir süre top sürdükten sonra ceza alanına yönelip 2 kişi arasından topu stancu’ya aktarması ve onun da vuruşunu kalecinin son anda çıkartması sanırım maçtaki en organize pozisyonumuzdu. mervan’ın ilk kez süratini ve derine pas zekâsını kullandığına şahit oluyordum. gol olmasa da, ondan beklediğimiz işte buydu! hemen ardından kullanılan köşe vuruşunda, ahmet’in dönerek vurduğu kafa şutunu volkan babacan’ın önlemesi canımızı sıkıyordu.
golsüz biten ilk yarının ardından, ikinci perdede, daha istekli ve özellikle doka ile daha süratli bir başakşehir vardı sahada. tam olarak gol pozisyonuna giremeseler de topa ve maça hâkim görünüyorlardı. irfan ve tomic’in 60’larda oyuna girmesiyle birlikte kanatlarda daha etkili görünsek de kronik hastalığımız olan stancu’ya top aktaramama hastalığımız tüm sürat devam ediyordu. bu yüzden stancu geriye gelip top alıyor ama bu sefer de ileride kimse kalmıyordu. geçen sezon oynadığı 28 maçta 13 gol ve 6 asistle oynayan romen oyuncunun, bu yıl oynadığı 8 maçta sadece 2 gol atması da sanırım bu eksikliğimizi net bir şekilde gözler önüne seriyor.
uzatma anlarında da sahadaki etkisiz oyunu görüp, “sabah kadar oynasak gol olmaz” diye içimden geçirirken, gosso’nun ceza alanı çizgisi üzerinde düşürülmesiyle kazandığımız “temdit frikiğini” tomic’in nefis bir golle sonuçlandırmasıyla birlikte şaşkın bir şekilde “gol, gol oldu!” diyerek havaya fırladım! muhtemelen bu eylemimi o kadar sessiz hayata geçirmiştim ki, zeynep sadece kısık bir sesle, “a, gol mü oldu?” diye sordu.
tomic’in golden sonra sevinçle koşarken, hakemin bitiş düdüğünü duyup, sevincini yarıda kesip şaşkın bir şekilde “bir şey mi oldu?” diye hakeme attığı bakış, maçın en güzel karesiydi!
kırmızı-siyah formayı giydikleri günden bugüne tomic ve mervan’ın oldukça iyi kumaşları olduğunu ama bir türlü onları, tam kapasiteyle izleyemediğimizi düşünen biri olarak, tomic‘in galibiyeti getirmesi ve mervan’ın süratli top sürüşü ve akabinde stancu’ya uzattığı derinlemesine pas, benim açımdan bu maçın en değerli olaylarıydı. çünkü, mervan ve tomic’in bu moralle önümüzdeki maçlarda kapasitelerini arttırmaları, stancu’yu daha fazla topla buluşturmamız ve akabinde gol yollarındaki sorunumuzu çözmemiz demek!
cavcav: "aziz yıldırım'ın türk futbolundan eli çektirilmeli" 1 kasım 2014 klasspor.com
gençlerbirliği kulübü başkanı ilhan cavcav, 90+6'da gelen golle yendikleri başakşehir maçının ardından yaptığı açıklamada fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım'ı hedef alan açıklamalar yaptı.
gençlerbirliği kulübü başkanı ilhan cavcav, 90+6'da gelen golle yendikleri başakşehir maçının ardından yaptığı açıklamada fenerbahçe kulübü başkanı aziz yıldırım'ı hedef alan açıklamalar yaptı. cavcav; "aziz yıldırım'ın türk futbolundan eli çektirilmeli ve fenerbahçe'den üyeliği düşmeli" dedi.
gençlerbirliği başkanı ilhan cavcav, fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'ın son açıklamalarıyla ilgili, "fenerbahçe'nin başında olan değerli futbol başkanını bir daha fenerbahçe yönetiminde olmasını değil üyeliğinden dahi azleder, onu oradan kurtarırım. hem yaptığı hareketlerle, konuşmalarıyla kulüplerimizi yaralıyor hem türk futboluna büyük yara veriyor" dedi.
cavcav, spor toto süper lig'in 8. haftasında istanbul başakşehir'i 1-0 mağlup ettikleri maçın ardından protokol tribünü çıkışında gazetecilere açıklamalarda bulundu. duayen başkan, fenerbahçe başkanı aziz yıldırım'ın son açıklamalarını sert bir dille eleştirdi.
gençlerbirliği'nin son dakikada gelen golle galip gelmesini değerlendiren cavcav, "başakşehir namağlup bir kulüp, geçen haftada galatasaray'a karşı farklı galip geldiler. bugün oyun her ne kadar ortada olsa da son dakikada frikikten attığımız golle 1-0 galip geldik. bu galibiyete çok ihtiyacımız vardı. çocukları tebrik ediyorum, başakşehir'e de geçmiş olsun diyorum" ifadelerini kullandı.
"hocanın yerinde olsam tomıc'i oyuna alırım' dedim, o da aldı"
cavcav, karşılaşma öncesi "maçın kaybedilmesi durumunda teknik direktör irfan buz'un takımdan ayrılacağı iddialarına" da net cevap verdi. cavcav, "bu laflar çok ediliyor. yeri geldiği zaman teknik direktör değiştirmesini bilirim ama şu anda öyle bir niyetim yok" diye konuştu.
maçı protokol tribününde takip eden cavcav, "oyun oynanırken özellikle maçın son bölümlerine doğru sinan bey oturuyordu. ona dedim ki 'hocanın yerinde olsam tomic'i oyuna alırım' dedim. o da aldı. taktik vermedim" dedi.
"futbolumuz iyiye gitmiyor"
türk futbolunun durumu konusunda da çarpıcı açıklamalarda bulunan cavcav, şunları kaydetti: "türkiye'de acı olan bir şey var: futbolumuz iyiye gitmiyor. dolayısıyla hepimizin 'galip gelmişiz, mağlup olmuşuz' önemli değil ama türkiye'deki futbol gidişat bakımından iyi değil. mutlaka bütün kulüpler bir araya gelip bunun nedenlerini birlik ve beraberlik içerisinde aramamız lazım. 18 kulüp bir bütünüz. özellikle başımızda olan 4 büyük kulübün başkanları birbirlerini taşlayacakları, birbirlerine laf atacakları yerde oturup 'futbolumuz nereye gidiyor, biz ne yapıyoruz' deyip çare bulmaları lazım. bana göre ben yetkili olsam, büyük kulüplerin başında özellikle fenerbahçe'nin başında olan değerli futbol başkanını bir daha fenerbahçe yönetiminde olmasını değil üyeliğinden dahi azleder, o'nu oradan kurtarırım. hem yaptığı hareketlerle, konuşmalarıyla kulüplerimizi yaralıyor hem türk futboluna büyük yara veriyor. 3 eylül 2011'den sonra futbolumuz her geçen gün kötüye gidiyor. bu kötü gidişi de ben 4 büyük kulübe buluyorum."
son olarak spor bakanlığının hazırlamış olduğu, ''şike kamu spotu''na başkan cavcav,''görmedim ama adı şike ile geçen bir kulübün sporcularının kullanılması yanlış olmuş' dedi.
temsilci: hasan onar, mümtaz şoğur, şevket canıtez
gençlerbirliği: johan helge dahlin, gosso jean jacques gosso, sorin bogdan stancu, ahmet yılmaz çalık, uğur çiftçi, nizamettin çalışkan (dk. 60 irfan can kahveci), mervan çelik (dk. 78 artun akçakın), hakan aslantaş, dusko tosic, liviu ion antal (dk. 66 nemanja tomic), doğa kaya
yedekler: ramazan köse, sedat bayrak, radosav petrovic, berat tosun
teknik direktör: naci şensoy
istanbul başakşehir a.ş.: volkan babacan, sedat ağçay (dk. 60 rajko rotman), mahmut tekdemir, alexandru epureanu, edin visca (dk. 81 enver cenk şahin), francisco lima da silva, yalçın ayhan, semih şentürk, jose marcio da costa (dk. 86 jeremy louis perbet), uğur uçar, ferhat öztorun
kadroda göze çarpan değişiklik antal'ın ilk 11'de başlamasıydı. guido'nun 18'de olmaması ilginçti. kendi adıma en ideal defans 4'lüsüyle sahadaydık.
bu maçın genel görüntüsü artık irfan buz hakkındaki görüşlerimi açık hale getirdi. son derece temkinli bir anlayış hakim. hücum planının olmadığı gol yememeye dayalı bir futbol. atarsak duran toptan veya şansa yani kesinlikle kendiliğinden oluşabilecek pozisyonlarla gol arayan hatta aramayan bir takım. öylesine oynayan "kervan yolda düzülür" mantığıyla hareket eden bir gençlerbirliği.
tüm bunlarla birlikte hakan'ın geçen seneye kıyasla oldukçu kötü oynaması, nizamettin ısrarı takımı 1, 2 seviye düşüren etmenlerdi. nizamettin 61'de sakatlanarak oyundan çıkmasa belki maçın sonuna kadar oynayacaktı.
antal'ın depar hızının bir kanat oyuncusuna göre çok az, bir anlamda da onun "hantal" olması onu olduğundan daha kötü bir futbolcu gibi gösterdi. teknik olarak gayet iyi olduğunu düşünüyorum ve bence forvet arkasında kullanılması gerekir. 66'da yerini tomic'e bıraktı. tomic de antal gibi yavaş ama çok klas ve oldukça kaliteli paslar atabilen bir futbolcu.
bunlarla birlikte mervan'ın takımın değişmez oyuncusu olma yönünde sağlam adımlar atmasına çok seviniyorum. hızlı, çabuk ve vücut dengesi yerinde bu fiziksel özelliklerinin yanında içeriye pas kullanması da çok olumlu. golcülüğünü de gösterdiğinde takımın en sevilen oyuncularından biri olacak.
yapılan değişikliklere rağmen oyunda hiçbir değişiklik yoktu. ben berat girecek diye beklerken son değişiklik mervan-artun oldu ve açıkçası maçın sonucu belli oldu diye düşünmeye başladım. yine de artun maça hareketlilik getirdi diyebilirim. maçın sadece son 2, 3 dakikasında ciddi ciddi gol atmaya gittiğimiz anlardı. bu anlarda irfan'ın çalımları ve tomic'in pasları bizi öne doğru itti.
maçın artık son dakikasına gosso tehlikeli bir şekilde kale önünde topla oynuyordu. telaşa kapılan başakşehir defansı gereksiz sert bir hareketle bize gol fırsatı verdi. tomic beklentimi boşa çıkarmayarak güzel bir plaseyle maçı bitirdi.
kazanan her zaman haklıdır. ne kadar kötü olursak olalım galibiyeti hak ettik. frikik kullanmak da bir meziyet ve bizde de tomic gibi bu işi bitirebilen bir oyuncu var.
deniz naki'yi kim dövdü? 04.11.2014 - klasspor.com gençlerbirliği'nin 25 yaşındaki oyuncusu deniz naki, ankara'da saldırıya uğradığını iddia etti.
2013-2014 sezonunun başından beri türkiye'de gençlerbirliği takımında oynayan deniz naki, dayaklı saldırıya uğradığını iddia etti.
eskiden alman st. pauli takımında oynayan 25 yaşındaki deniz naki, kürt kimliği ile facebook üzerinden ışid'i lanetledi. bunun üzerine küfürlü yorumlara maruz kalan naki şimdi de ankara'da saldırıya uğradı.
"defolup gitmemi söylediler"
alman st. pauli takımı ile 73 kez sahaya inen deniz naki, ankara'da saldırıya uğradığını iddia etti.
alman bild gazetesine konuşan futbolcu, "pazar günü tatil günümüzdü. yemek almaya gittiğim sırada üç kişi benim yolumu kesti. bana defolup gitmemi söylediler. kulübün benim gibilere ihtiyacı olmadığını söylediler. bu bana yönelik ilk uyarıymış" şeklinde konuştu ve ardından dayak yediğini iddia etti ve onu rahat bırakmaları için para bile verdiğini söyledi.
"artık hiçbir anlamı yok"
dün sakatlanmış eli ve morarmış gözüyle gençlerbirliği'nin menajeri aykut akalın ile görüşüp çözüm yolu aradığını belirten naki, "ankara'da kendi başıma dışarıya çıkamıyorum. takım arkadaşlarım için de endişeliyim. onların da başına bir şey geleceğinden korkuyorum. burada olmamın artık hiç bir anlamı yok. beynimde sürekli dönen bu hadise beni mahvediyor. artık dayanamıyorum." dedi.
"babam 'hemen eve dön' dedi"
"ailem düren'de yaşıyor, babam çok endişeli. hemen uçağa binip eve dönmemi istiyor" diyerek konuşmasını sürdüren naki, 11 ekim'de de kış sezonunda türkiye'yi terkedip st. pauli'ye dönmek istediğini beyan etmişti.
sözleşmesi fesh edildi.
dayak yediğini iddia eden deniz naki, gençlerbirliği'nin yöneticileriyle görüştü ve sözleşmesi çift taraflı olarak fesh edildi.
deniz naki, paderborn'dan gençlerbirliği'ne 200 bin euroya transfer olmuştu.
futbolcumuz deniz naki bugün kulübümüzün teknik sorumlularına alacaklarından feragat ederek sözleşmesini feshetmek istediğini belirtmiştir. bu isteğinin nedeni sorulduğunda ise basına yansıyan çirkin saldırıyı neden olarak göstermiştir. bu çirkin saldırıyı kime yapılırsa yapılsın şiddetle kınıyoruz. ancak bu olay adli makamlara yansımadığı gibi, futbolcumuz da bu hadiseyi olay yaşandıktan iki gün sonra bize bildirmiştir.
kendisine bu hadisenin takipçisi olmayı önerdiğimizde psikolojik olarak böyle bir sürece hazırlıklı olmadığını ve ayrılmak istediğini yinelemiştir. kulübümüz psikolojik olarak deniz’i daha fazla bu olayın içinde tutmamak ve onu da korumak adına isteğini anlayışla karşılamıştır. bu nedenle duruma tam olarak hakim değiliz. tek taraflı olarak bilgi sahibi olduğumuz bu süreçte kamuoyunun da yapacağı dikkatsiz ve özensiz yorumların her iki tarafa da zarar vereceğini düşünüyoruz.
herkes bilmelidir ki gençlerbirliği ayrımcılığa karşıdır. kulübümüzün ve taraftarımızın bu konudaki duruşu, farklılığı da herkesin malumudur. deniz naki de kulübümüz ve taraftarımızın ona bakış açısını çok iyi bilmektedir.
bizler deniz’e yaşadığı bu çirkin saldırıdan dolayı tekrar geçmiş olsun diyor ve bundan sonraki kariyerinde başarılar diliyoruz.
"naki futboluyla yapamadığını, demeçleriyle yapmaya çalışıyor" 4 kasım 2014 klasspor.com
gençlerbirliği kulübü basın sözcüsü hakan kaynar, deniz naki'nin geçen pazar günü ankara'da karıştığı olayı değerlendirerek, "ne nedenle olursa olsun futbolcumuza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz" dedi.
kaynar, yaptığı yazılı açıklamada, yaşanan olaylar nedeniyle sosyal medyada gençlerbirliği'ne 'şoven' diyenlerin çıktığını bildirerek, "gençlerbirliği'ne kimse 'şoven' diyemez. biz deniz naki'yi zamanında isteyerek ve kim olduğunu bilerek, hangi kolunda, ne dövmesi olduğunu da görerek transfer ettik. kadromuza katmamızın asıl nedeni o zamana kadar gösterdiği futbol performansıydı. iyi bir futbolcu olduğunu ve bize katkı sağlayacağını umut ettik. neticede futbolcular, dövmeleri, siyasi fikirleri yada doğum yerleri ile değil, yetenekleri ile kulüplerin ilgisini çekerler. sanırım deniz naki futboluyla yapamadığını, demeçleriyle yapmaya çalışıyor. ne nedenle olursa olsun futbolcumuza yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz" ifadesini kullandı.
hakan kaynar, futbolcunun sözleşmesinin fesh edildiğini belirterek, şöyle devam etti:
"futbolcumuz deniz naki kulüp yetkililerine gelerek kendi isteği ve arzusuyla sözleşmesini fesh etmek istediğini belirtmiştir. nedeni sorulduğunda ise takımın içindeki yerinden, az süre almasından ve almanya'ya dönme isteğinden bahsetmiştir. daha sonra yerli ve yabancı basın mensuplarına anlattığı 'menfur' hadiseden bahsetmemiştir. dahası yaptığımız araştırmalarda da kulüpte bazı kişilere olayın bahçelievler semtinde bir kafenin önünden geçerken olduğunu anlattığını öğrendik. başka mecralarda ise olayın kulüp tesislerinin önünde olduğunu anlattığını öğrendik. biz kulübümüz forması için ter dökmüş hiçbir futbolcuyu rencide etmek istemeyiz ancak deniz naki'nin sözleşmesini fesh ederken kulüp yöneticilerine söyledikleriyle basına verdiği demeçler ve kulüp çalışanlarına anlattıkları arasında ne yazık ki çelişkiler var."
deniz naki'nin sözleşmesini fesh etmek isterken yaşadığı hadiseden bahsetmediğini belirten kaynar, "olay geçen pazar günü yaşanmış deniz naki de bugün gelerek fesih talebini iletmiştir. eğer olayı, gitmeye karar vermeden bize anlatsaydı kulüp olarak deniz naki'ye sahip çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. gençlerbirliği kulübü ve taraftarları, deniz naki'nin transferinden ve burada bulunmasından da her zaman mutlu olmuştur" ifadesini kullandı.
gençlerbirliği kulübü basın sözcüsü hakan kaynar, kulüp menajerlerinin kararlarını deniz naki'nin yaşadığı olaylara göre değil, sahadaki performansına göre verdiğini belirterek, şunları söyledi:
"maalesef deniz naki'nin gençlerbirliği'ndeki performansı yetkililerin böyle bir ayrılık kararı almasına neden olmuştur. deniz naki'nin bahsettiği olay adli makamlara da yansımamıştır. olaydan sonra tesislere döndüğünde bizi bilgilendirseydi, hem takipçisi olur, hem de deniz naki'ye ihtiyacı olan manevi desteği verirdik. haliyle daha sonra yaptığı açıklamayı deniz naki'nin görünür olma isteğiyle açıklayabiliyorum."
deniz naki yanıt verdi: ethem, roboski, ali ismail, ermenek... wednesday, 5 november 2014 - 21:48 haber.sol.org.tr
gençlerbirliği'nde futbol oynayan ve dün uğradığı gerici saldırı sonrası kulüple sözleşmesini fesh eden deniz naki, konuya ilişkin açıklama yaptı. naki, saldırı sonrası adli makamlara neden başvurmadığına yönelik sorulara ise ethem'i, ali ismail'i ve roboski'yi örnek göstererek yanıt verdi.
uğradığı gerici saldırı sonrası gençlerbirliği ile olan sözleşmesi fesh edilen deniz naki, saldırı sonrası neden adli makamlara başvurmadığını şu sözlerle açıkladı: "evet, adli makamlara başvuru yapmadım çünkü milyonların gözü önünde ethem’i katleden, ali ismail’i sokakta döverek öldürenler, 14 yaşındaki berkin’i öldürenler, soma’da ermenek’te maden emekçilerini katledenlerin yargılanmadığı, roboski’nin faillerinin ortaya çıkarılmadığı ve buna benzer birçok önemli olayların aydınlatılmak yerine ‘karartıldığı’ ve kapatıldığı yerde adli makamlara başvurmanın bir anlamının olmadığını düşündüğümden başvurmadım."
deniz naki'nin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamanın tamamı şöyle:
zorunlu bir açıklama…
yapılan saldırı ve sonrasında çıkan haberler ile birlikte gençlerbirliği kulübü’nün de yapmış olduğu açıklamalar üzerine sizlere olayı birinci ağızdan anlatma gereksinimi duydum.
02.11.2014 tarihinde bahçelievler bölgesinde ziyaret ettiğim arkadaşımın evinden yemek için bir şeyler almak üzere çıktım. çıktığım sırada üç kişi peşimden “kürt alevi naki sen misin lan naki?” diye bağırarak bana yaklaştı. etrafımı sardılar, bu esnada sürekli küfürler ettiler. aleviliğimle, kürt olmamla ilgili küfürler ettiler. kobane ile ilgili bağırıp çağırdılar. kolumda neden tunceli değil de dersim yazdığını sordular. ben onları sakinleştirmeye çalışırken aniden solumda duran adam bir yumruk attı yüzüme. ben şok oldum. kendimi korumak için bir karşılık verip oradan uzaklaştım. silahlı ve bıçaklı olmalarından çekindim. peşimden küfür etmeye devam ettiler, 'ışid sizi bilmem ne yapsın' diyerek bağırdılar. çok ağır küfürler kullandılar. bunun sadece bir uyarı olduğunu söylediler. daha çok alevi ve dersimli oluşum üzerinden bana hakaretler etmelerinin yanı sıra kobane nedeniyle sosyal medya hesaplarımdaki destek mesajlarımı hatırlatarak kürt kimliğime de hakaretler yağdırdılar. eğer ben bu saldırıdan daha ağır yara almadan kurtulduysam nedeni; uzun zamandır böyle bir şey olacağını tahmin ettiğimden o kişilerin niyetini anlayarak ilk yumruklarına karşı hamle yapmam ve sporcu oluşumdur. saldırı bu şekilde gelişmiştir.
o bölgeden uzaklaşır uzaklaşmaz arkadaşımın evine geri döndüm. kulüp ile irtibata geçtim ve başıma gelen olayı hemen bildirdim. ertesi günün sabahı ise kulübe giderek durumu aktardım. kulübün duyarsızlığı ve önceki yaşanmış olaya dair destek olmamaları nedeniyle karşılıklı olarak sözleşmeyi feshettik. çünkü bu ortamda daha fazla kalamazdım. korkum kendim için değildi. ankara'da kendi başıma dışarıya çıkamıyordum. takım arkadaşlarım için de endişeliydim. onların da başına bir şey geleceğinden korkuyordum. burada olmamın artık hiç bir anlamı kalmamıştı.
gençlerbirliği kulübü basın sözcüsü hakan kaynar’ın kulüp adına yaptığı açıklamayı ise üzülerek okudum ve iddialarına tek tek cevap verme gereksinimi duydum. çünkü gerçekleri bilme hakkınız var. böyle bir dönemde birde kulübün açıklamaları ile uğraşmak istemezdim.
* hakan kaynar: "nedeni ne olursa olsun saldırıyı kınıyoruz. ancak, sanırım deniz naki futboluyla yapamadığını, demeçleriyle yapmaya çalışıyor. çünkü bize anlattıkları ile başkalarına anlattıkları arasında çelişkiler var.
gençlerbirliği kulübü yaptığı açıklama da saldırıyı kınamaktadır fakat "ancak bu olay adli makamlara yansımadığı gibi, futbolcumuz da bu hadiseyi olay yaşandıktan iki gün sonra bize bildirmiştir" gibi ilginç bir savunma yapmaktadır. olayın yaşandığı yerlere dair çelişkiler olduğunu belirtmesi çok komik görünmektedir. ben bizzat kulüp ile görüşmemde olayı bütün ayrıntılarıyla anlattığım halde siz halen ‘çelişki’ arıyorsunuz. basının ülkedeki durumunu size anlatmaya gerek dahi duymuyorum. gazetelerde yer alan haberlerin hemen hemen hepsi benden görüş almadan haber yapmıştır ve böyle bir ‘hata’ yapmış olmaları da normaldir. esas olan benim açıklamamdır. tabi ona inanıp inanmamakta size kalmıştır. (not: olayın basına yansıdığı gün yani 4.11.2014 tarihinde tek demecimi birgün gazatesine verdim. gazetede videosu durmaktadır. gazete haberinde ‘tesislerden çıkarken’ ifadesini kullanmıştır. bunun yanlışlıkla yazıldığını tahmin ediyorum. ve bu yanlışın düzeltilmesi hususunda gazete ile irtibata da geçtiğimi bilmenizi isterim.)
evet, adli makamlara başvuru yapmadım çünkü milyonların gözü önünde ethem’i katleden, ali ismail’i sokakta döverek öldürenler, 14 yaşındaki berkin’i öldürenler, soma’da ermenek’te maden emekçilerini katledenlerin yargılanmadığı, roboski’nin faillerinin ortaya çıkarılmadığı ve buna benzer birçok önemli olayların aydınlatılmak yerine ‘karartıldığı’ ve kapatıldığı yerde adli makamlara başvurmanın bir anlamının olmadığını düşündüğümden başvurmadım. ki düşünüldüğünde bana saldırı gerçekleştiren üç kişi olmuş olsalar dahi asla ve asla o üç kişinin bu işi yaptığına inanmıyorum. yani sadece üç kişinin cezalandırılması çokta önemli değildir. bu zihniyette olan binlerce milyonlarca insanlara karşı ‘adli makamlar’ yerine kendimden, duruşumdan ve düşüncelerimden taviz vermeden devam etmenin en doğru yol olduğunu düşünüyorum.
* hakan kaynar: “biz deniz naki'yi zamanında isteyerek ve kim olduğunu bilerek, hangi kolunda, ne dövmesi olduğunu da görerek transfer ettik. kadromuza katmamızın asıl nedeni o zamana kadar gösterdiği futbol performansıydı. neticede futbolcular, dövmeleri, siyasi fikirleri ya da doğum yerleri ile değil, yetenekleri ile kulüplerin ilgisini çekerler. "
size göre görünür olarak yaptıklarım, benim için her ‘vicdanlı’ ve ben ‘insanım’ diyen kişilerin yapması gerekenlerdir. siz bana sadece futbolcu veya çalışanınız olarak bakabilirsiniz ama unutmayınız ki ben her şeyden önce ‘bir insanım’ ve dünyanın her yerinde insanlar katlediliyorken sessiz kalamazdım. bildiğim bir şey var ki kobane işgal ediliyor, insanlar katlediliyorken susmak ihanettir. eğer bu nedenle kriterlerinize uymuyorsam diyecek söz bulamıyorum.
* hakan kaynar: “eğer olayı, gitmeye karar vermeden bize anlatsaydı kulüp olarak deniz naki'ye sahip çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. gençlerbirliği kulübü ve taraftarları, deniz naki'nin transferinden ve burada bulunmasından da her zaman mutlu olmuştur"
kulüp yönetimine yaşananları anlatmak için gelmiştim. fakat siz olayı size önceden anlatsaymışım destek olacağınızı söylüyorsunuz. ilk dakikalarda kulübe bildirdim ve sabahında yetkililer ile görüştüm. daha ne kadar erken olabilirdi ki.. destek olma konusunda ise sizlere hiç inanmıyorum. destek olmak isteyenler ilk 6 ay önce kolumdaki dövme nedeniyle saldırılar olduğunda olurdu. bu dönemde başta taraftarımız olmak üzere herkesten destek alırken; kulübümüz yetkililerinden hiçbir şekilde destek göremediğimi de belirtmek isterim!!!
sonuç olarak:
buradan tekrar belirtmek isterim ki; ben dersimliyim ve aleviyim. bununla gurur duyuyorum ve gurur duymaya devam edeceğim. bunu kesinlikle ‘ırkçı’ bir anlamda söylemiyorum. kimsenin beni yanlış anlamasını istemem. diğer milletlere karşı herhangi bir önyargım yok ve tüm inançlara saygı duyuyorum. ayrılırken bu saldırılardan korkup savunduğum değerlerden vazgeçmeyeceğimi bilmenizi isterim. bütün endişemin beni yalnız bırakmayan takım arkadaşlarım ve dostlarımın, benim yüzümden bu tip saldırılara maruz kalmasıdır. yaşananlardan dolayı ailemin de çok endişeli olduğunu, onları daha fazla üzmemek için yanlarına, almanya'ya gitmek üzere türkiye'den ayrıldım.
ilk günden itibaren yanımda olan ve hep desteklerini belirten başta taraftarımız olmak üzere herkese çok çok teşekkür ediyorum..
istanbul başakşehir maçında gelen galibiyetten sonra ortaya atılan iddialar, beştepe’deki havanın her dönem gergin gittiğini ve oyuncuların da durumdan rahatsız olduğunu gösteriyor. 27 şubat 2015 hürriyet ankara
istanbul başakşehir maçında gelen galibiyetten sonra ortaya atılan iddialar, beştepe’deki havanın her dönem gergin gittiğini ve oyuncuların da durumdan rahatsız olduğunu gösteriyor.
gençlerbirliği’nde irfan buz ve ekibinin görevden alınması sürecinde; teknik kadro arasındaki küslüğün önemli rol oynadığı ileri sürülmüş, başkan ilhan cavcav da bu sürtüşmenin sonucunda, takımın zarar görmemesi için operasyonu yaptığını açıklamıştı. ortaya atılan iddia, buz’un çalıştığı dönemde sadece yardımcıları ile değil oyuncularla ilgili sıkıntılar yaşadığını da ortaya çıkardı.
ligin 4. haftasındaki balıkesir maçında takımın başına geçen irfan buz’un yardımcıları ile yıldızı bir türlü barışmazken, süreç içinde uyumlu çalıştığı başkan ilhan cavcav’ın da zamanla kendisine eleştiri getirdiği, özellikle buz’un kardeşinin tutumundan rahatsızlık duyduğu ileri sürüldü.
buz ile bazı oyuncular arasındaki iletişimin sağlıklı yürümediğinin işareti olan olayın ise 1 kasım 2014 tarihinde oynanan, istanbul başakşehir maçında yaşandığı iddia edildi. işte o günlerde gün yüzüne çıkmayan olayın perde arkası şöyle gelişir:
5. haftada deplasmandaki sivas yenilgisi, ardından iç sahadaki kayseri erciyes beraberliği ve 7. haftada dış sahadaki fenerbahçe mağlubiyetleri, beştepe’deki havayı ısındırır. istanbul başakşehir maçı bir anlamda teknik kadro için sırat köprüsüne döner. yaşanabilecek bir puan kaybının telafisi zordur ve her an bir teknik ekip operasyonunun yaşanabileceği konuşulmaktadır. maç böyle bir ortamda başlarken, iki taraf da çok fazla pozisyon üretemez. ilk yarı golsüz kapanır. ikinci yarıda da sahadaki görüntü çok fazla değişmez. teknik adamlar oyuncu değişiklikleri ile oyuna müdahale etmeye başlarken, gençlerbirliği yedek kulübesinde de hareketlilik yaşanır. kimin oyuna alınacağı konusunda görüşler ortaya atılırken, yardımcı antrenörlerden biri, tomiç’in oyuna alınmasının daha doğru bir tercih olacağını söyler. bu çalışmanın ardından tomiç, sahaya girer. 90+4. dakikada kazanılan serbest atışı, müthiş bir şutla çatala yollayan tomiç, takımını 1-0’lık galibiyete taşırken, hayati önemde 3 puan kazandırır. bu sonuçla birlikte, kara bulutların dolaştığı beştepe’de güneş yeniden kendini göstermeye başlar, ancak, maç sonrasında, bir futbolcunun söylediği sözler, beştepe’deki havanın aslında iyi olmadığının göstergesidir. oyuncu, tomiç değişikliğin gerçekleşmesini sağlayan yardımcı antrenöre, “o değişikliği yaptırıp, hocanın ömrünü 2 hafta uzattın” diye konuşur. bu çıkış, daha sonra çok konuşulacak olan, ‘buz ile yardımcıları arasında hep sorun vardı. bu durum da başkan cavcav’a, oyuncular buz’dan şikayetçi şeklinde iletiliyordu’, sözlerinin dayanak noktası olur.