her mağlubiyet üzücüdür ama ben çoğunlukla iyimser bakış açısı geliştirmeye çalışarak iyi oynamışsak "olsun iyi oynadık" derim. bugün çok kötü oynadık. eve geldiğimde bir süre kendimi boşlukta hissettim. galiba sevginin dozu biraz fazla kaçmaya başladı. futbol takımını bir kızı sever gibi sevmemek lazım.
ilk yarıda olumlu şeyler vardı. baskıya rağmen defanstan iyi çıkabiliyorduk. tosic, doğa, gosso üçlüsünde iyi bir pas uyumu vardı. ahmet çalık defansın lideriydi. bir stopere göre topla ilişkileri gayet iyi. koçer topu iyi saklayıp doğru yerlere gönderdi. mervan defansa yardım etti, hücumda tosicle uyum içindeydi. stancu'dan bahsetmeye gerek yok. her zamanki gibiydi. ortada giden maçta takım genel olarak soğukkanlı, hücumda kararlı ve golü hissediyordu.
kornerden gelen topta tüm bursalılar mervan'a doğu gelen topa yöneldi. mervan'ın öndirekte arkaya aşırdığı topu stancu içerde yakalayıp kafayla boş kaleye yollladı. top stancu'nun kafasına değdi veya değmedi kendimi havada buldum. golü bulduk.
öne geçmemizle birlikte topu rakibe vermekle kalmayıp oyunu iyice geride kabullendik. uzun süren baskıdan sonra gosso'nun bireysel çabalarıyla topu kazanmaya başladık ve yine gosso'nun top hakimiyeti ve düzgün paslarıyla 35. dakikadan sonra biraz öne çıkmaya başladık. hücum organizasyonlarında tosic başroldeydi ve 2. golü bulabilirdik.
ikinci yarı biraz daha derli toplu görünüyorduk. o da uzun sürmedi. ozan tufan soldan taşıdığı topu hakan aslantaş'a rağmen içeriye ortaladı. dahlin topu resmen volkan'ın önüne bıraktı. volkan da boş kalan kaleye şutunu çekti. doğayı geçen top ahmetle hikmet'in yanından ağlara gitti. eleştiri ne kadar yersiz olursa olsun hikmet'in ahmet'in hemen arkasında durması yanlıştı. şut açısına göre pekala topun gittiği yerde durabilirdi.
golden hemen sonra "olsun" dedim belki de iyi oldu. "böylelikle golü kovalayabiliriz." diye düşündüm. yanlış düşündüm. bursaspor üst üste çok net goller kaçırdı. volkan şen sağolsun, eşitlik korundu. defans anlayışı hiç yoktu. tosic sürekli ilerde kaldı. hakan aslantaş ve nizamettin sahada yok gibiydi. doğa, tosic'in bıraktığı boşluğu doldurmak yerine hikmetle birlikte aynı adamı kovalıyordu. berbat görüntüyü seyreden mustafa kaplan değişiklik için neyi bekliyordu anlamadım. ilk değişiklik 66'da koçer-antal oldu. maç bursa'nın bariz üstünlüğüyle devam ediyordu. ileriye çıkar gibi olurken ozan tufan topu alıp hemen karşı atağa dönüştürüyordu. bu süre içinde tosic'in pasında mervan çok net bir pozisyon harcadı. tamamen şansa öne geçebileceğimiz pozisyon kaçmış oldu. pis burunla topu direğin hemen yanına gönderdi.
beklenen bursaspor golü 69'da kornerden geldi. dahlin, kafa şutunu sağa doğru çeldi ve pozisyonu izleyen defans fernandao'nun dokunuşunu da izledi. maalesef geriye düştük.
maç bu sefer gençlerbirliği lehine döndü. öne geçen bursa önde basmayı bıraktı. 74'de nihayet beklediğim değişiklik gerçekleşti. irfan, nizamettin'in yerine oyuna girdi. antal ortaya, irfan sağa geçti. oldukça teknik bir futbolcu irfan. başıboş dolaşan nizamettin yerine çok daha önceden oyuna girmeliydi. çok net fırsatlar yakaladık. antal'ın şutunu aziz behic takip etti ve çizgiden çıkardı. 83'te deniz naki, mervan yerine son koz olarak oyuna girdi. harala gürele saldıran gençlerbirliğinde stancu sol taraftaki boşluğu farkedip zaman zaman defansa yardım etti. topun bursasporda olduğu zamanlarda belluschi, fernandao ve ozan tufan'ın başrol oynadığı seri paslaşmaları görmezden gelmek yanlış olur. son anlarda irfan sahne aldı. sağ tarafta topla buluştuktan sonra rakibini çok klas bilek hareketleriyle geçti ve topu içeriye gönderdi, antal'ın kafası sonuç bulmadı. bir sonraki pozisyonda yine topu yumuşak bir şekilde içeri kestikten sonra hakem olmayan bir faul düdüğü çaldı. çok sinsi bu düdük tam da maçın bitme anına göreydi. faul kullanılır kullanılmaz da bitiş düdüğü geldi. bursaspor galibiyeti hak etti. kazansaydık şans olmuş olurdu.