maçı maratonun sağ tarafında izledim. sağım, önüm, arkam alkaralar.com üyesi arkadaşlarımla doluydu. hamdi reis ve ateşoğul hemen önümdelerdi. onların yanında mali, berna, bernanın anne ve babası, serkan ve evren. serkanın tam arkasında gol yedikçe sahaya su şişesi atan bir adam. hemen sağ yanımda polates, onun yanında dirim, tanıl, tanıl'ın oğlu ve ahmet çiğdem. arkamızda hacı ve arkadaşları vs.vs. vs. sol tarafımda (merdiven başındaki koltukta) bir sivil polis vardı. kulağındaki radyodan aldığı her türlü gol haberini benimle paylaşarak bana güzellik yaptığını zanneden bir polis. ama onur'un da dediği gibi şampiyonu belirleyecek maçların skorlarını da söylemeyi ihmal etmiyor sonra benim bu maçlara ilgi göstermediğimi görünce tekrar trans halinde radyosunu dinlemeye koyuluyordu. devre arası olduğunda sol tarafımda oturan polis bizlerin yüzündeki o korkunç ifadeyi görünce bana ve polatese şöyle dedi.
" üzülmeyin arkadaşlar, 2 nci yarı bu maç kesin 3-3 olur."
4-0 dan sonra filim koptu. öyle bir koptu ki burada yazıya dökmem mümkün değil. üstüne bir de yanımdaki polis konya gol attı demez mi. hepimizin suratı kireç gibi oldu ve bir ara sahada oynanan maçı bırakıp bir birimize bağırmaya başladık. evet resmen birbirimize bağırıyorduk. sanki suçlu içimizden biriymiş gibi. bir ara arkama döndüm ve genç alkaralardan birini ağlarken gördüm, içim parçalandı tekrar önüme döndüm ama sahaya boş gözlerle bakıyordum.
polis, antalya gol attı dedi, sevinçten havalara zıpladık. iyi mi yaptık, kötü mü ettik henüz anlamış değilim.
son 3 sezondur düşmemeye oynayan bir gençlerbirliği yaratanlar içiniz rahat mı ?
iki buçuk ay sonra yeni sezon başlayacak ve gençlerbirliği basın sözcüsü her zamanki açıklamasını yapacak "bu sezon hedefimiz uefa'ya kalmak" masalcı amcalar yeni bir masalınız yok mu ?