ligde son 2 sezondur kötü günler geçiren gençlerbirliği'nin şu ana kadar en önemli maçı. son 6 haftadır kazanamayan ve 10 puanla ligde sondan üçüncü konuma gelen gençlerbirliği bu maçı kesinlikle alması gerekiyor. tersi bir durumda sıkıntılar iyice artacak...
öte yandan sakatlıklar gençlerbirliği'ni çok zorluyor. her biri aylar süren sakatlıklarla boğuşan gençlerbirliği'nde sakatlıkları süren ilhan eker, yasir elmacı, erkan özbey ve mustafa pektemek'in yanına engin baytar, el saka ve koray avcı da katıldı.
engin baytar'ın son antrenmanda sol ayak bileğine darbe aldığı, koray avcı'nın omzundaki problem ve el saka'nın da dizindeki ağrılar nedeniyle ibb maç kadrosunda yer alamayacak.
gençlerbirliği ile istanbul büyükşehir belediyespor'un li tarihi boyunca 3. kez karşı karşıaya gelecekleri maç. 2 takım ilk kez geçen sena karşı karşıya gelmişler ve ankara'daki maçı gençlerbirliği 2-1 kazanmış, istanbul'daki maç ise 0-0 berabere tamamlanmıştı.
sezon başında gençlerbirliği oftaş'dan transfer edilen 20 yaşındaki forvet oyuncusu kemal akbaba'nın ilk kez gençlerbirliği forması giydiği maç. kemal 36 numarı forma ile gençlerbirliği'ne merhaba dedi..
ne olacak bu gençlerbirliği’nin hali? pazar günü gençlerbirliği-istanbul belediye maçında maraton tribünündeydim. gençlerbirliği taraftarları bu maçın önemine istinaden maratonda yerlerini almışlardı. kırmızı-siyahlılar maça, kalede recep, hakan, traore, addo, ergün, kerem, burhan, troisi, nas, kahe, dijite onbiriyle çıktı. belediye isteksiz, beraberlikten başka bir şey için gelmemiş bir tavırla sahaya çıkmış, futbol oynuyordu. özellikle bebbe'nin etkisizliği bunu belirleyen faktörlerden oldu.
gençlerbirliği'nde maç boyu yaşanan bir şey vardı: futbolcuların inanılmaz şut beceriksizlikleri. burhan, kahe, troisi, dijite, o kadar kötü ve yavaş, etkisiz vuruşları yaptı ki, tribünlerdeki taraftarlar kahroldu. öyle ki, hemen ötemdeki aslı isminde bir genç arkadaşımız, samet hoca'ya "şut çalıştır şu oyuncuları şut" diye bağırıyordu. gençlerbirliği taraftarları, takımın ağlanası haline güler olmuşlardı. ilk yarıda yapılan inanılmaz defans hataları ve geri paslar sonucu bırakın önde bitirmeyi, gençlerbirliği fark yiyerek yarıyı bitirebilirdi. ikinci yarıda kırmızı-siyahlılar yine daha ataktılar fakat savunmada ibrahim akın’ın çalımlarına hiçbirşey yapamadılar, yıldız futbolcu az daha becerikli olsaydı bu maçı belediye alabilirdi.
bazı kurtarışları iyi olsa da, aslında kırmızı-siyahlıların kötü vuruşları, hasagiç'i maçın adamı yaptı. ergün teber takıma hiç katkısı olmadığını yine gösterdi. ara transferde durumunu değerlendirirler diye umuyorum. kerem, verdiği 1-2 iyi pas ve çıkardığı bir şut dışında hiçbir varlık gösteremedi. troisi zaman zaman çok çizgide kaldı. samet aybaba'nın taktiği miydi anlayamadım ama, özellikle ilk yarıda kahe ile dijite birbirine çok yakın oynadı, böylece savunmanın içine çok fazla sıkışmış oldu forvet hattı. yedek kulübesi kötü bir gençlerbirliği bu ligi ne kadar nereye kadar devam ettirecek çok merak ediyorum. ayrıca, sahada takım kaptanlığı en çok mehmet nas’a yakışıyordu.
kerem şeras ve ergün teber'in inanılmz pas hataları bu maçta da devam etti. ergün'ün peşpeşe yaptığı top kayıpları üzerine "sesi bol" arkadaşım serkan'ın "ergün bırak sen bu işi bıraaak! git köfte sat" diye bağırması gülüşmelere yol açtı. ergün'ün birkaç dakika sonra tekrar top kaptırması serkan'ın "ergüüüün, bırak sen bu işi. git köfte sat, git çekirdek sat, git su sat" demesine yeniden tebessüm ederken bir diğer arkadaşım tunç'un, "çekirdekçi gelsin yanına da gör!" demesi üzerine koptuk :)
biz daha iyi oynadık ama berabere kaldık . kalecimiz recep öztürk çok iyi iş yaptı abd el-zaher el-saka`nın yokluğunda cok zorlandık ama yinede iyi direndik.
ankara weather is weird. i dressed up on sunday expecting to half freeze in the 19 mayis stadium and instead ended up getting a suntan. at least the weather was great, unlike the footy.
genclerbirligi 0 - 0 istanbul bbs
spine, guclu, dan the man and myself rocked up to the chopin for pre-match beers stuffed ourselves with chewing gum and got into the stadium just in time for the national anthem. we were soon joined by ertank and alpine kanka wolfgang, whilst young alpine kanka chris had to stay at home studying for a school exam. lucky kid.
two halves of play in which we dominated, a few good shots and others that were pretty ordinary. as hurriyet newspaper reported on monday, "gencler have forgotten how to win."
in fact we probably should have lost as istanbul had a couple of clear cut chances that were only snuffed out thanks to great positional play by our keeper recep.
after the match i went for a beer with an old friend orcan and his mate lars who had just finished watching his first match in turkey. lars reckoned we weren't too bad. for us though, it was just frustrating.
"you can smell relegation," said guclu after the match. you certainly can.
gençlerbirliği: recep öztürk, lamine traore, mehmet nas, james troisi (dk. 77 bilal çubukçu), carlos eduardo de souza floresta, bruce djite (dk. 69 kemal akbaba), burhan eşer, daniel addo, hakan aslantaş, kerem şeras, ergün teber
yedekler: ramazan köse, seçkin getbay, efe halil özarslan, emre balak, soner aydoğdu
teknik direktör: samet aybaba
büyükşehir bld.spor: kenan hasagic, marcin robert kus, efe inanç (dk. 57 okan buruk), razundara tjikuzu, kerim zengin, ekrem ekşioğlu, bebbe mbangue gustave anicet (dk. 85 zeki korkmaz), mahmut tekdemir, marcus vinicius cesario, erman kılıç (dk. 46 ibrahim akın), serhat gülpınar