orhan berent'in altay: alsancak'ın sakini kitabından;
ankaragücü’nde uzun yıllar futbol oynayan candan dumanlı’nm sonraki yıllarda hatıralarında önemli bir yer teşkil eden zemini kömür tozu kaplı alsancak stadı, ertesi günkü nail elmastaşoğlu’nun golüyle yine bir önceki gün olduğu gibi 1-1 berabere biten istanbulspor maçında da sadece 4.000 seyirciye ev sahipliği yapabiliyordu. sonuçta alsancak stadı’nın zeminine yağmurlu havalarda balçığa dönüşmemesi için kömür tozu dökülüyordu. (*) olayın kömürle ilgili diğer tarafı stadyumun alsancak gar havzasına komşu olması, manevra yapan trenlerin bacasından çıkan dumanlar yüzünden havadaki kömür tozu ve sülfür oranının yüksekliğiydi. istanbul’da ise inönü stadı’na kömür tozu yerine deniz kumu dökülüyordu ve bu da futbolcular arasında egzamaya sebep olmuştu. sonraki sezonlarda altay’a transfer olacak mahmut evren bu yüzden birkaç gün hastanede yatmak zorunda kalmıştı.
(*) “yağmurlu havalarda top ağırlaşırdı. eğer çok yüksekten geliyorsa şakırındık, bir yerimize çarpar da sakatlar diye. saha da göl gibi olurdu ama kesilince alsancak hemen kururdu. hatta toz toprak olmasın diye rüzgârlı günlerde maçtan önce bir arazöz sulardı sahayı. soyunma odasında minik örslerimiz ve çekiçlerimiz vardı. devrede herkes pata küte çıkan çivileri çakardı. sanki ayakkabı imalathanesi. futbol ayakkabısını, adidas’ı almanya’ya gittiğimde gördüm.” (8 kasım 2010 feridun öztürk görüşmesinden.)