ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
haysiyetli bir zenci oluşu nedeniyle yirmi yedi yıl hapis yatan nelson mandela nihayet güney afrika'da özgürlüğüne kavuşuyordu. kolombiya'da solun başkan adayı bernardo jaramilla bir suikasta kurban giderken, dünyanın en zengin on adamından biri olan uyuşturucu kaçakçısı rodriguez gacha, polis helikopterinden açılan ateşle delik deşik ediliyordu. şili yeniden demokrasiye kavuşurken general pinochet askerleri ve politikacıları kontrolü altında tutarak ipleri elinde bulundurmaya devam ediyordu. peru'da, fujimori traktöre binerek seçimlerde rakibi vargas llosa'yı hezimete uğratıyordu. nikaragua'da sandinist gerillalar on yıl süren bir mücadelenin verdiği yorgunlukla, amerika birleşik devletleri tarafından eğitilmiş silahlı işgalciler karşısında seçimlerde başarısızlığa uğruyorlardı. daha önce panama'yı yirmi bir kez işgal etmiş olan amerika birleşik devletleri, yeni bir işgale hazırlanıyordu.
polonya'da sendika lideri walesa, hapisten çıkar çıkmaz soluğu hükümette alıyordu. moskova'da halk mcdonald's kapılarında uzun kuyruklar oluşturuyordu. berlin duvarı'nın parçalar halinde satılmasıyla iki almanya birleşmeye doğru adım atarlarken, yugoslavya'nın dağılması başlıyordu. romanya'da ayaklanarak çavuşesku rejimini yıkan halk, kendisine "sosyalizmin mavi tunası" dedirten uzatmalı diktatörü kurşuna diziyordu. tüm doğu avrupa ülkelerinde eski bürokratların tamamı yeni girişimciler olarak piyasada boy gösterirken, bir yandan da marx'ın heykelleri vinçlerle yerlerinden sökülüyordu. miami'deki güvenilir kaynaklardan elde edilen bilgiler, fidel castro'nun devrilmesinin an meselesi olduğunu gösteriyordu. uzayda birtakım makineler venüs'ten bilgi gönderir ken, yeryüzünde, italya'da on dördüncü dünya futbol şampiyonasının açılışı yapılıyordu.
şampiyonaya on dört avrupa, altı latin amerika ekibinden başka mısır, kamerun, birleşik arap emirlikleri ve güney kore katıldı. açılış karşılaşmasında kamerun, arjantin karmasını hezimete uğrattıktan sonra, ingiltere ile başa baş bir şekilde mücadele ederek bütün dünyayı hayretler içinde bıraktı. kırk yaşındaki emektar futbolcu milla, bu afrika orkestrasının birinci davulcusuydu.
ayağı davul gibi şişmiş olan maradona, takıma yarardan çok zarar veriyordu. arjantin tangosu artık duyulmuyordu. kamerun karşısında yenilgiye uğradıktan sonra arjantin, romanya ve italya ile berabere kaldı; daha sonra brezilya karşısında az kalsın yeniliyordu. brezilyalı futbolcular bu maçta daha baskın oynuyorlardı, ama tek ayağıyla güçbela oynayan maradona kendisini marke eden üç oyuncu arasından sıyrılarak caniggia'ya pas vermeyi başarınca bu oyuncu şimşek gibi bir şutla topu brezilya filelerine gönderdi.