gençlerbirliği gerçekten 3’e alıp 5’e satıyor mu? mehmet ali çetinkaya 27 mayıs 2014 mehmetalicetinkaya.com
dünyanın her yerinde böyle midir bilmiyorum ama türkiye’de miadını doldurmuş birçok bilgi, uzunca yıllar tedavülde kalmaya devam eder. bu araştırma yazısının çıkış nedeni de, gençlerbirliği ile transfer kelimelerinin aynı cümlede kullanıldığı an akla gelen ve zaman geçirilmeden dillendirilen, işte öyle bir bilgi; “gençlerbirliği çok iyi transfer yapar. 3’e alır, 5’e satar!”
peki, gerçekten de öyle mi? sürekli altyapısıyla övünen kırmızı-siyahlılar, gerçekten de transferde hep karlı mı çıkıyorlar?
bilginin çıkış noktası
1994-1995 sezonunun ardından gençlerbirliği, (muhtemelen) o güne kadar yaptığı en karlı transferine imzasını attı. fenerbahçe, kırmızı-siyahlıların altyapısında yetişen tarık daşgün için dönemin parasıyla 100 milyar tl (mayıs 1995’deki dolar kuruna göre yaklaşık 2,5 milyon $) ödedi. muhtemelen bu transferden sonra filizlenmeye başlanan bu bilgi, aynı yıllarda kulüp başkanı ilhan cavcav’ın bizzat izleyerek, türkiye futbolu için o günlerde bakir bir kıta olan afrika’dan transfer ettiği kona, moshoeu ve kushe’nin futbolseverlerin aklında bıraktığı başarı izleriyle serpilip büyüdü.
işin garip yanı ise, moşe-kona-kuşe diye slogan haline gelen bu üç futbolcudan birinin kocaelispor ve diğer ikisinin antalyaspor’a dişe dokunur bir para bırakmadan gitmeleriydi. ama olsun, sonuçta bilgi bir kere hafızaya kaydedilmişti!
araştırma hakkında
araştırmaya, gencler.org için topladığım ve son 10 sezonda alkaraların formasını giymiş futbolcuların bilgileri ışığında başladım. bu “hazır” bilgiler bir yandan araştırmanın çerçevesini belirginleştirdi, bir yandan da işimi kolaylaştırdı. ikinci aşamada, futbolcuların geldikleri sezon içinde ya da sonunda gidip gitmediklerini, giden oyuncuların nereye gittiklerini, her sezon ortalama kaç transfer yapıldığını ve bahsi geçen futbolcuların altyapıdan olup olmadıklarını araştırdım. üçüncü aşamada, ilgili sezonlarda görev başında olan teknik direktörleri tabloya ekledim. dördüncü ve son aşamada ise, araştırmanın en önemli bilgileri durumunda olan bonservis bedellerini bulmaya çalıştım. bunun için gencler.org’un haber arşivini, gazete kupürlerini, internet ve transfermarkt’ı kullandım. ama yine de bir sürü futbolcunun gençlerbirliği’ne geliş ve gidiş fiyatlarına ulaşamadım. farklı kaynaklardan, farklı bonservisi rakamlarına ulaştıysam, en “mantıklı” olanı seçmeye gayret ettim.
rakamlar
2004-2005 sezonundan bugüne kadar 185 farklı futbolcu kırmızı-siyahlı formayı giymek için kulüple anlaşma sağladı. sezonluk olarak düşünüldüğünde, aynı dönemde 367 futbolcu takımın kadrosunda yer aldı. yani son 10 yılda gençlerbirliği’nin sezon başına düşen ortalama futbolcu sayısı 37 idi.
transfer edilen ve aynı sezon gidenler
gençlerbirliği, 2004-2005 sezonundan 2012-2013 sezonunun sonuna kadar toplam 168 futbolcu transfer etmiş. bu futbolculardan 78’i geldiği sezon içinde (genelde zarar edilerek) satılmış ya da kiralanmış. ki bu rakam, sezonluk olarak “büyük umutlarla” transfer edilen oyuncuların %47’sine tekabül ediyor. kısaca her sezon gelen oyuncuların yarısı aynı sezon içinde ya da sonunda gönderiliyor.
burada ufak bir parantez açarsak, üst paragraftaki rakamlara gençlerbirliği’nin altyapıdan as kadroya getirdiği oyuncular da dâhil. fakat aynı sezon içinde as kadroya alınan ama aynı sezon kiralanarak ya da satılarak kadrodan düşürülen futbolcu sayısı sadece 12. bir başka değişle üste bahsi geçen futbolcuların yalnızca %15’i.
para para para
üsteki ısınma bilgilerinin ardından bu yazının kaleme alınma nedeni olan para mevzusuna girmenin tam zamanı.
2004-2013 yılları arasında gençlerbirliği spor kulübünün “3’e alır 5’e satar” inancını tam olarak olmasa da, en azından karlı satış anlamında destekleyen futbolcular sırasıyla şöyle;
souleymane youla: 1 milyon euro'ya alındı, 1.25 milyon dolara satıldı. christian andre jardler: bonservissiz geldi, 300 bin euro'ya satıldı. ali cansun begeçarslan: bonservissiz geldi, 250 bin tl'ye satıldı. ayman: 500 bin euro'ya alındı, 850 bin euro'ya satıldı. risp: 300 bin euro'ya alındı, 1 milyon euro'ya satıldı. draman haminu: 220 bin euro'ya alındı, 3 milyon euro'ya satıldı. nick carle: 250 bin euro'ya alındı, 900 bin euro'ya satıldı. james troisi: bonservissiz geldi, 700 bin euro'ya satıldı. (kulübün isteği dışında gitti ama sonuçta para paradır!) burhan eşer: 100 bin euro’ya alındı, 600 bin euro’ya satıldı. mustafa pektemek: 500 bin euro'ya alındı, 4 milyon euro'ya satıldı. orhan şam: altyapıdan geldi, 3,5 milyon euro'ya satıldı. soner aydoğdu: altyapıdan geldi, 2,25 milyon euro'ya satıldı. aykut demir: bonservissiz geldi, 2,9 milyon euro'ya satıldı.
aralarında oldukça başarılı transferlerin olduğu bir gerçek fakat madem para hakkında konuşuyoruz o zaman, kayserispor’un son dönemde sattığı 3 futbolcudan 22,7 milyon euro kar ettiğini de bilmekte fayda var. rakamlar şöyle (gökhan ünal’a dikkat!);
mehmet topuz: erciyesspor’dan bonservissiz olarak alıp, 9 milyon euro’ya fenerbahçe’ye sattı. nordin amrabat: psv’den 1,10 milyon euro’ya alıp, 8,60 milyon euro’ya galatasaray’a sattı. gökhan ünal: gençlerbirliği’nden 5 bin euro’ya alıp, 6,20 milyon euro’ya trabzonspor’a sattı.
şimdi de gençlerbirliği’nin zarar ettiği futbolculara bakalım;
filip daems: 400 bin euro bonservisle alındı, 300 bin euro'ya satıldı. ıgor bogdanovic: 350 bin dolar'a alındı, bonservissiz satıldı. tuna üzümcü: 100 bin euro’ya alındı, bonservissiz satıldı. david solomon abwo: 200 bin euro bonservisle alındı, bonservissiz satıldı. josip skoko: 1 milyon 350 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. mickael josiph nicoise: 250 bin euro'ya alındı, 125 bin euro'ya satıldı. marco zoric: 1 milyon euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. nikola petkovic: 500 bin euro'ya alındı, 400 bin euro'ya satıldı. kahe: 350 bin euro’ya alındı, bonservissiz satıldı. promise ısaac: 400 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. sandro da silva mendonca + tozo: 600 bin euro'ya alındılar, bonservissiz satıldılar. bruce jose djite: 1 milyon 200 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. jacques momha: 400 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. sezai zehiroğlu: 375 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. alparslan erdem: 500 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. serkan çalık: 150 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. labinot harbuzi: 750 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. bekim balaj: 200 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. bilal çubukçu: 300 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. debatik curri: 400 bin euro'ya alındı, bonservissiz satıldı. mehmet kara: 300 bin euro'ya alındı, 100 bin euro'ya satıldı. randall azofeifa: 1 milyon 600 bin euro'ya, bonservissiz satıldı. ermin zec: 2,25 milyon euro'ya alındı, 2013-14 sezonu sonunda sözleşmesi bitti. ante kulusic: 400 bin euro'ya alındı, 2013-14 sezonu sonunda sözleşmesi bitti. *adamu mohammed: 4,5 milyon euro'ya alındı, bonservissiz satıldı.
* sadece birkaç maçta gençlerbirliği forması giyen, ardından da birkaç kere kiralanıp ücretsiz olarak gönderilen adamu mohammed için, transfermarkt.com ve en.wikipedia'da kırmızı-siyahlı yönetimin 4,5 milyon euro ödendiği bilgisi var. bu yüksek rakam bana çok da inandırıcı gelmese de, not düşmekte fayda var.
burada bir parantez daha açmak gerekiyor. kar yapılarak satılan futbolcular genel olarak anadolu kulüpleri için övünme olanağı tanıdığı için bu bilgileri yakalamak ne kadar kolaysa, zararına yapılan transfer rakamlarına ulaşmak ise bir o kadar zor oluyor. bu yüzden ne kadar bonservisi ödendiğini bulamadığım ama gençlerbirliği’nden bedelsiz olarak gönderilen christophe lepoint, sammy steve gtari, daniel addo, nicolas miroslav peric, hurşut meriç, mile jedinak, cem atan, emre balak, patiyo tambwe, erdal kılıçaslan, franck mawuena, ümit eminoğlu, shane smeltz gibi birçok yabancı ve gurbetçi futbolcunun da üstteki listede yerini alması gerektiğini hatırlatmak gerek.
2013-2014 sezonu
2013-2014 sezonu sonunda gençlerbirliği’nin elinde 9 yabancı futbolcu (milan smiljanic, bogdan stancu, john dahlin, artem radkov, radosav petrovic, nemanja tomic, dusco tosic, dejan lekic, ekigho ehiosun) bulunuyor. 2’si ücretsiz olarak transfer edilen oyunculara ödenen toplam bonservis bedeli 5 milyon 790 bin euro. bu futbolculardan sadece stanku’nun parladığını düşünürsek büyük bir zararın kapıda olduğunu tahmin etmek pek de zor olmasa gerek.
son 5 sezonda yapılan transfer değerleri
sezon başında satılan ve transfer edilen futbolcuların bonservis bedellerine göre son 5 sezonun rakamları şöyle;
2009-2010 sezonunda engin baytar ve james troise'den 900 bin euro kazanan gençlerbirliği, sezai zehiroğlu, alparslan erdem, labinot harbuzi ve serkan çalık için 1 milyon 775 bin euro bonservisi ödedi.
2010-2011 sezonu öncesinde sadece burhan eşer’i 600 bin euro’ya eskişehirspor’a satmayı başaran kulüp, buna karşılık, 6 futbolcuya (bekim balaj, ante kulusic, debatik curri, ermin zec, joachim mununga, randall azofeifa) tam 6 milyon 350 bin euro bonservisi ödedi.
2011-2012 sezonu öncesi mustafa pektemek ve orhan şam'ı flaş rakamlara satarak 7 milyon 500 bin euro kazanan kırmızı-siyahlı yönetim, transfer ettiği futbolculara bonservisi ödemedi ve transfer konusunda en karlı sezonlarından birini yaşadı.
2012-2013 sezonuna başlarken sadece soner aydoğdu’yu satabilen ve 2 milyon 250 bin euro kasasına koyan yönetim, buna karşılık transfer ettiği 6 futbolcuya (dejan lekic, mehmet kara, dusco tosic, jimmy durmaz, nemanja tomic, radosav petrovic) toplam 4 milyon 580 milyon euro bonservis bedeli ödedi.
geçen sezon öncesi, aykut demir ve mehmet kara’dan 3 milyon euro kazanan gençlerbirliği, 6 futbolcuyu (artem radkov, bogdan stancu, deniz naki, ferhat görgülü, mervan çelik, johan dahlin) transfer etmek için 2 milyon 825 bin euro ödedi.
burada da bir parantez açıp, yukarıda verilen rakamların sadece bonservis bedelleri olduğunu hatırlatmakta fayda var. çünkü örneğin bir futbolcu 3 yıl oynadıktan sonra satıldıysa, bu 3 yılda kulübün oyuncuya ödediği paranın da bonservis bedelinden düşülüp yaklaşık “net” karın hesaplanması en doğrusu. fakat futbolculara yıllık olarak ödenen rakamlara ulaşma şansımız yok. bu yüzden sadece, futbolculara ödenen yıllık ücretlerin, kulübün üstte bahsettiğimiz satış karlarını oldukça azalttığını belirtmek gerek.
işin teknik direktör boyutu
2004-2005 sezonundan bugüne kadar geçen 10 sezonda şimşekler’in başında 14 teknik direktör görev aldı. yaklaşık ikişer yıl görev yapan fuat çapa ve mesut bakkal’ı bir kenara bırakırsak, sezon başına iki teknik direktör düşüyor. yani takım kadrosunda yaşanan hızlı değişkenlik sadece futbolcularda değil, teknik direktörlerde de yaşanıyor.
taraftar
genel olarak, futbolu bilmesi, centilmen olması, pek de kafaya takmadan eğlenmeyi bilmesi ve en önemlisi kulübün gelir-giderlerine bakarak hayalperest olmak yerine ayakları yere basan düşüncelere sahip olan gençlerbirliği taraftarlarının neredeyse tamamı, araştırmanın konusu olan son 10 sezonda kulübü yönetenlerin yaptıkları futbolcu ve teknik direktör hamlelerinden son derece rahatsız. gençlerbirlikliler, sezon sonu yerlerine altyapıdan ya da dışarıdan futbolcu bulmadan apar topar parlayan futbolcuların (hem de diğer anadolu takımlarına göre oldukça ucuz rakamlara) satılmasından, sırf “parlatır satarız” diye, elde bulunanlarla aynı özelliklere sahip futbolcuların transfer edilmesinden, eksik mevkilerin sürekli es geçilmesinden, her sezon sil baştan takım kurulmasından, saçma sapan nedenlerle teknik direktörlerin gönderilip tüm sistemin sıfırlamasından, hatalardan ders alıp bir kere daha yaşanmaması için önlemler almak yerine, aynı hataların sürekli tekrarlamasından ve tüm bu nedenlerden dolayı gençlerbirliği’nin sportif bir başarı elde edememesinden ötürü futboldan soğuma noktasına gelmiş durumdalar.
son söz
yazının üst tarafında yer alan rakamlar, gençlerbirliği spor kulübünü yönetenlerin bırakın futbolcuları 3’e alıp, 5’e sattığını, çoğu zaman transferde zarar yaptıklarını ortaya çıkarıyor. ayrıca bu rakamlar, teknik direktörleri çok para istedi (örneğin fuat çapa) ya da transfere çok para harcamamızı istiyor (örneğin mehmet özdilek) diyerek gönderip, istikrarlı ve planlı çalışmaya/büyümeye/çıtaları yükseltmeye imkân tanımayan yönetimin, transfere döktüğü paraları ve altyapısıyla bu kadar övünen bir kulübün kadrosunda her sezon ortalama 10 yabancı futbolcu bulunması tezatlığını akla getiriyor.
eklenti notu (30 mayıs 2014): sezon başında gençlerbirliği’nin transferden sorumlu teknik menajeri cem onuk idi. kurulan takım ilk 8 haftada sadece 4 puan alıp gençlerbirliği tarihinin en kötü ilk 8 hafta rekorunu kırınca teknik direktör metin diyadin ve onuk görevden alındı. “güzel, en azından birileri ceza çekiyor” diye düşündük.
onuk’un yerine ferda ramanlı getirildi. ama gariptir ki, transfer edilen futbolcu profilleri, ülkeleri falan değişmedi. sonradan; onuk varken yapılan tüm transferlerin ramanlı’yla birlikte yaptığını öğrendik.
kötü transfer yaptı diye onuk’u gönderip, yerine partnerini getirmenin mutlak doğrululuğu (!) sadece gençlerbirliği’nde yaşanırdı, sağ olsunlar onu da yaşadık!
şu an gençlerbirliği’nde 9 yabancı futbolcu. transfer komitesi 2 sırp oyuncu izliyor ve ortada tff tarafından verilmiş 5+3 kuralı var!
unutmadan bu eklenti notunu yazma sebebimi de not düşeyim; bu yazı yayınlandıktan birkaç gün sonra gençlerbirliği kulübü başkanı sayın ilhan cavcav, “kasadaki paramızı bitirdiler” diye bol bol serzenişte bulunduğu bir açıklama yaptı. ben de haberi okurken, “güler misin, ağlar mısın” tadında bir ruh haline büründüm.
eklenti notu ii (2 haziran 2014): totemspor.com’da kerem akbaş’ın 30 mayıs 2013′de kaleme aldığı “süper lig para bastı” başlıklı yazıya göre, gençlerbirliği 2012-13 sezonunda havuzdan (canlı yayın hakları digiturk, özet yayın hakları trt ve mobil yayın hakları için avea) 19 milyon 838 bin 101 dolar para almış ve bu rakam son 2-3 sezondur benzer rakamlarla devam ediyor.
ilhan cavcav’ın çok uzun yıllardır kasamızda bulunan para hakkında yaptığı açıklamalarda dillendirdiği rakamın 28 mayıs 2014′de azaldığını söylediği düşünülürse kırmızı-siyahlı kulübün her sezon cepten yediği ortaya çıkıyor.
oysa sayın cavcav, teknik direktör ve futbolcu transferleri konusunda sürekli “bizim boşa harcayacak paramız yok” diye açıklamalar yaparak, neredeyse her sezon tüm takımı ve teknik heyeti neden sıfırladıklarını anlatmaya ve yönetimlerini aklamaya çalışıyor. ama üstteki rakamlar kazın ayağının hiç de öyle olmadığını ispatlıyor.
kısacası yıllardır gençlerbirliği futbol takımının sportif anlamda yerinde sayması yetmiyormuş gibi gençlerbirliği spor kulübü’nün kasası da her geçen gün eriyip bitiyor.