ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
66 dünya kupası'ydı, almanya ile isviçre karşı karşıya gelmişlerdi. uwe seeler ve franz beckenbauer birlikte atağa kalkmışlardı. tıpkı don kişot ile sancho panza ikilisine benziyorlardı, sanki görünmeyen bir tabancadan çıkmış iki mermi gibiydiler, paslaşarak ilerliyorlardı. isviçre savunmasının eli-kolu bağlanmıştı. beckenbauer kaleci elsener ile karşı karşıya kaldığında, kaleci sol tarafa doğru çıkınca o sağa doğru kıvrılıp şutu çekti ve topu filelere gönderdi.
beckenbauer o sıralar yirmi yaşındaydı ve bir dünya kupası maçında ilk golünü atıyordu. daha sonra arka arkaya dört dünya kupasına daha hem oyuncu, hem de teknik direktör olarak katıldı. 74'te oyuncu, 90'da teknik adam olarak iki kez ellerine teslim edilen kupayı havaya kaldırma şerefine ulaştı. sert futbol eğiliminde olanların aksine o zarif futboluyla gerektiğinde bir tanktan daha güçlü, bir obüsten daha delici olunabileceğini gösterdi.
münih kentinin bir işçi semtinde dünyaya gelmekle birlikte aslen köylü olan bu "kaiser", sahada bir imparator gibiydi, hem hücumda, hem de savunmada çevresine hükmederdi. gerilerde oynadığında değil bir top, bir sivrisineğin bile geçmesine izin vermezdi; ileriye doğru atağa kalktığında ise sahada ilerleyen bir havai fişekten farksız olurdu.