ilk basımı 1997 olan eduardo galeano'nun "gölgede ve güneşte futbol" kitabından;
lev yasin kalesini öyle bir şekilde kapatırdı ki, bir topun geçebileceği en küçük bir delik bile kalmazdı. örümcek kollu bu dev adam daima siyahlar giyerdi; kendine özgü bir stili vardı, hareketleri zarif ve gösterişten uzaktı. kıskacı andıran ellerini kaldırarak yıldırım hızıyla gönderilen topları yakalarken bedeni bir kaya parçası kadar hareketsiz kalırdı. hatta kılını kıpırdatmadan fırlattığı bir bakışıyla top yön değiştirirdi.
birkaç kez futbolu bıraktıysa da kendisini çılgınca alkışlayan taraftarlarından ayrı kalamamış olmalı ki her defasında yeniden yeşil sahalara dönmekte gecikmedi. o bir başkaydı; rus kaleci yirmi beş yıl boyunca yüzden fazla penaltı atışını sonuçsuz bıraktığı gibi, ayrıca sayısız kurtarış yaptı. başarısının sırrını kendisine sorduklarında maçtan önce sinirleri yatıştırmak için tek bir sigara içtiğini ve kasları yumuşatmak amacıyla da bir-iki yudum sert içki aldığını itiraf etti.