ilk basımı 2004 yılında olan halil özer'in "galata sarayı efendileri" kitabından;
hakan şükür ile hayal kırıklığına uğrayan burak elmas hollanda ve belçika gezilerinde rotasını romanya milli takım kampına çevirdi. o sırada henüz hagi ve popescu'nun durumu da belli değildi. hagi futbolu bırakmak istiyor, popescu da futbol yaşantısını fransa'da nantes takımında sürdürmek istiyordu. elmas hollanda'ya aile boyu gelmişti. eşi, annesi, babası ve birkaç akrabası da yanındaydı. bir minibüs tutup, o kamp senin, bu kamp benim gezmişlerdi. aslında romen oyuncuları ondan iyi kimse tanımazdı. tüm romenler onun ve babasının yeşilköy'de oturduğu toprak sitesi'nde yaşıyordu. popescu hemen ikna oldu ve burak'ın yanında getirdiği sözleşmeye imza attı. hagi biraz direndi.
"yılda 3.5 milyon dolar vermezseniz futbolu bırakırım" dedi. ayrıca paranın hepsini de nakit istiyordu. ama burak elmas biraz indirim yaparak, hagi'yi ikna etti. sonra da hagi'ye faruk süren'in isteği üzerine beklenen teklifi de yaptı. "hem oyuncu, hem de teknik direktör olur musun?" ama hagi bunu kabul etmedi.
"hayır ben iki işi birden yapamam. birine konsantre olmam gerekir" dedi. bu görüşmeler yapılırken arkadan bir ses masadaki pazarlığa doğru bağırıyordu. bağıran eski oyuncuları filipescu'ydu. "burak bey, burak bey. o yaşlandı artık. onu bırakın beni yeniden alın."
hagi o gün teknik direktörlüğü kabul etmedi. yönetim de lucescu'yu aldı.