yaklaşık 1,5 ayın ardından ikinci yarının ilk maçında misafirim yine yeğen alperen’di. maça 45 dakika kala tanıl abi ve onun bir arkadaşı ve ilk kez maça gelen arkadaşının ufak oğlu ile buluştuktan sonra tribünlerdeki yerimizi aldık. gençlerlil futbolcular ısınırken tribünden, “dahlin başbakan, ramazan müsteşar” tezahüratı yükseliyordu. gülümsedik! (sezon başından bu yana tribünler kaleci ramazana, “başbakan” diye tezahüratta bulunuyorlardı. devre arasında dahlin transfer edilince belli ki taraftar ramazan’ı müsteşarlığa indirmişti…)
devre arasında girmeden önce 5-6 transfer yapılacak dense de, yönetim, ramazan’ın yerine malmö’den johan dahlin, bursaspor’dan eski sağ kanat/bek oyuncumuz hakan aslantaş ve bate’den stoper artsyom radzkow’u transfer etti. ve bir kere daha yönetim, orta sahada yaratıcı bir topçu ve ileride stanku’yu destekleyecek bir forvet oyuncu bekleyen bizleri şaşırtmadı(!)
bir süredir görmediğim arkadaşlarla selamlaşıp muhabbet ettikten sonra maç başladı. karşılaşmanın ilk dakikalarında çaykur rizespor oldukça disiplinli ve boş alan bırakmayan bir oyun ortaya koyuyordu. futbolcularının genel olarak fizikli ve ikili mücadelelerde sağlam olmaları da gözümüzü korkutmuştu. alkaralar birkaç kere, orta sahada top çevirip bir anda topu havadan rize defansının arkasına atmayı denese de pek etkili olamadılar. rizespor ise daha etkiliydi. 20. dakikada kullandıkları serbest vuruşu yeni kalecimiz dahlin güzel bir kurtarışla dışarı çıkardı. 3 dakika sonra ise abdi’nin çaprazda olsa da dahlin ile karşı karşıya kaldığı atakta, kaleci ayakta durarak rakibinin önünü kapattı ve düzgün vuruş imkanı tanımadı. işte o an tanıl abi ile birbirimize bakıp “iyi kaleci” dedik.
bu arada stadyumdaki skorboardın çalışmadığını fark edip afalladım. kaçıncı dakikada olduğumuzu nasıl öğrenecektik? maçın başlangıç saatinden itibaren yaklaşık dakikayı hesaplamaya karar verdik. ikinci yarı için de alperen’i saati tutmakla görevlendirdik.
maçın 29. dakikasında rizeliler orta sahadan hücuma çıkarken hüseyin göçek düdüğünü çaldı. bizler ve futbolcular ne olduğunu anlamamışlardı. hakem ayağını gösterince sakatlandığını anladık. tribünden ilk kez böyle bir olaya şahitlik ediyordum. bir süre tedavi gördü ama maça devam edemeyince 5. hakem deniz bitnel orta hakemliğe soyundu. (bu olay da tribün kariyerimde bir ilkti!) ilk yarıda deplasmanda oynadığımız karabük maçında oldukça kötü kararlara imza atan deniz bitnel’in orta hakem olması üzerine tribünler bir süre, “bize de penaltı versene(!)” diyerek tepki gösterdiler.
devre arasında tanıl abi ile 1 puanın iyi olacağında hemfikirdik.
ikinci yarının hemen başında stanku’nun gençlik parkındaki kalenin solunda yaptığı ortaya oktay’ın cılız ama ters tarafa kafa vuruşu ile havalara fırladık. hiçbirimiz bu kadar çabuk gol beklemiyorduk! son yıllarda takımın en kötü oyuncularından biri olan oktay’ın maçın başından itibaren koyduğu güzel oyunun ardından bir de gol bizi oldukça şaşırtmış ve sevindirmişti. (fakat ilginçtir ki, golden sonra oktay bir anda eski formunu yakaladı(!))
gol rizespor’un oyundan düşmesini sağladı. tanıl abi, “toparlanmadan bir tane daha atmalıyız!” diyordu. 62’de jimmy’nin uzaktan şutu ve serkan’ın üzerine doğru gelen şutu sektirmesi ile fark ikiye çıktı. sevincin ardından, tanıl abi bana dönüp, “ah şimdi skorboard olacaktı ki!” dedi gülüştük.
iyice rahatlamıştık. 5 dakika sonra kornerden gelen topu ante’nin ağlara göndermesiyle havalardaydık. takım bizi şaşırtmaya devam ediyordu!
72’de engin baytarın penaltıdan attığı golle fark ikiye indi. kaan abi ile birbirimize bakıp, “ilk maçta dahlin gol yemeseydi keşke” dedik.
golden 10 dakika sonra sercan’ın dahlin’le karşı karşıya kalması ve kalecinin yine çok iyi açıyı kapatmasıyla birlikte golü engellemesi üzerine dahlin’e 10 puan verdik! oldukça başarılı bir maç çıkartmıştı! transfer haberini ilk duyduğumda altyapıdan oyuncumuz ramazan’ın yedeğe düşmesine üzülürken, maçı izledikten sonra ramazan’ın dahlin’den öğreneceği çok şey olduğunu düşündüm.
maç 3-1 galibiyetimizle bitti ve ikinci yarıya iyi başladık.
gosso ve stanku’nun performansları çok iyiydi. hele gossonun şeref tribünü önündeki taç çizgisinde yaklaşık 50 metre 5-6 rizeliyi geçişi ve ardından çıkarttığı pas oldukça güzeldi. stanku ise rizespor defansındaki iki oyuncu ile kontrol edilmeye çalışıldı ve sürekli onlarla boğuştu. aklıma youla geldi, “vay be!” diye iç geçirdim…