kenan başaran'ın "arkadan müdahale: 3 temmuz şike davası süreci" kitabından;
soru sormamak da bir sorudur!
her iki tarafın da avukatları bazen izleyenleri şaşırtan tavırlar sergiliyorlardı. dosyayı okuyanların "şimdi şu sanığa şu soruları soracaklar" diye bekleyip de hayal kırıklığı yaşadığı çok oluyordu. misal, ibrahim akın'a trabzonspor avukatlarının yüklenmesi bekleniyordu ancak çok fazla soru sormadılar. aynı şekilde mahkeme heyeti de akın'ı çok fazla zorlamadı. oysa davanın en önemli figürlerindendi. fenerbahçe ve beşiktaş için "kilit oyuncu" ibrahim akın'dı. bu futbolcuya olan ilgisizliğin nedenini sorduğumda aldığım cevap şuydu: "sorulacak çok fazla bir şey yok, zaten tape'leri ve verdiği ifadelerde her şey açıkça ortada!" fakat akın, savcılıktaki ifadesini mahkemede reddetmişti. görülüyordu ki, akın'ın mahkemede verdiği ifadeye itibar edilmiyordu. bu tutum da akın'a "soru sorulmayarak" gösteriliyordu...
trabzonspor müdahil avukatları, "örgüt" suçlamaları konusunda da başta aziz yıldırım olmak üzere sarı-lacivertli sanıklara soru yöneltmediler. koridorlardaki konuşmalarda bana söyledikleri şuydu: "işin o tarafı bizi ilgilendirmiyor. ayrıca biz de yıldırım'ın tutuksuz yargılanmasını arzuluyoruz." trabzonspor cenahı, fenerbahçe'nin aksine, dosyanın dışına hiç çıkmadı. dosyaya bağlı kalmak açıkçası trabzonspor'un işine geliyordu. fenerbahçe'nin ise işine gelmiyordu çünkü kendilerine isnat edilen suçlamaların niteliğine baktıklarında bazı noktalarda haklı olarak, "madem bizi bununla suçluyorsunuz o halde trabzonspor'u niye suçlamıyorsunuz? sizin mantığınıza göre onların şu eylemi bizimkinden daha ağır" diyorlardı. buna uygun ve en sık dilendirilen örnek de, sık sık andığımız gibi, trabzonspor yönetiminin akp'ye karşı trabzon'da chp ve mhp'yi öne çıkartmak için birtakım girişimlerde bulunmayı konuştukları tapelerdi. doğrusu dava dosyasının yıldırım'a karşı güttüğü mantık düşünüldüğünde sadri şener ve nevzat şakar'ın da bu konuşmadan ötürü mahkemede ifade vermesi beklenebilirdi. çünkü böyle bir konuşmayı yıldırım yapmış olsaydı, "örgüt" kurduğuna dair en önemli delil sayılabilirdi...
fenerbahçeliler de "balık tape'si"ni çok dillendirmelerine rağmen mahkemede bu işin peşine yeteri kadar düşmediler. avukatlar, "balık mı, hamsi mi, sadri şener'e sormak istiyoruz" deyince hâkim "tamam, yarın sadri bey'e sorarsınız" dedi ama ertesi gün avukatlar şener'e nedense bunu sormadılar.