kenan başaran'ın "arkadan müdahale: 3 temmuz şike davası süreci" kitabından;
aziz yıldırım: "ben 'cemaat' demedim"
aziz yıldırım, tahliye olduktan sonra evinde dostlarını kabul etmeye başladı. bu kabullerden birinde önce onun fethullah gülen'e çok kızgın olduğunu söylediğini, sonra ise böyle bir şey beyan etmediğini öğrendik.
yıldırım'ın 2 temmuz 2012'de tahliyesinden sonra kendisini ziyarete giden hürrıyetin eski genel yayın yönetmeni ertuğrul özkök, 4 temmuz 2012'deki köşe yazısında görüşmeden notlar kaleme aldı:
"özellikle polisin uygulamalarına karşı çok tepkili. anladığım kadarı ile, bundan böyle tek kişilik bir 'sivil toplum örgütü' gibi mücadele edecek. poliste, yargıda yapılan haksızlıklara! ortadan kaldırılması için elinden geleni yapacak. özellikle fethullah gülen'e çok öfkeli. görüşlerini hiçbir sansüre tabi tutmadan, isim vererek, açıkça söylüyor. onlar hakkında 'cemaat' kavramının kullanılmasına içerliyor. o yüzden bizzat gülen'in adını vererek tarif ediyor. içerde bu konuda epey de çalışmış. yakınları, bu konuda konuşmamasını tavsiye ediyorlar. 'herkes susmuş, kenara çekilmiş, bir tek biz mi mücadele edeceğiz' diyorlar. onun görüşü ise şöyle: 'tek başıma kalsam da mücadele edeceğim. bu yargılamalar artık türkiye'nin meselesidir.' başbakan erdoğan'ı ayrı bir yere koyuyor. onunla bir meselesi yok gibi konuşuyor. basın toplantısının havasına gelince... görüşlerini sakin bir dille anlatmaya kararlı. kırıcı değil, yapıcı bir eleştiriyi tercih edecek gibi görünüyor."
ancak yıldırım ertesi gün yaptığı açıklamada özkök'ü yalanlayarak, hiç kimse hakkında ne yergide ne de övgüde bulunduğunu söyledi:
"son birkaç gündür, dostlarımın ve sevenlerimin gösterdiği yoğun ilgi ve teveccüh nedeniyle herkese ayrı ayrı şükranlarımı sunmak isterim. buna karşın, bu ziyaretler sırasında dost sohbeti şeklinde geçen diyalogların, iradem ve bilgim dışında 'haber' adı altında yazılı ve görsel medyaya taşındığını üzülerek görmekteyim. bilinmesini isterim ki, bu ziyaretler sırasında karşılıklı yapılan konuşmalarda hiçbir kişi, kurum veya oluşum adı kullanılmadığı gibi, yine hiçbir kişi, kurum veya oluşum hakkında övgü ya da yergi niteliğinde ifadeler kullanılmamıştır."
özkök, bu yalanlama karşısında susmayı tercih etti. fakat takındığı tutum "peki, öyle olsun. siz öyle diyorsanız..." bâbındaydı. özkök'ün "kabül"ünde zımni bir "yazdıklarını doğru" havası hissedilmiyor değildi!