kenan başaran'ın "arkadan müdahale: 3 temmuz şike davası süreci" kitabından;
birinci etik kurulu raporu
kamuoyu günlerce erik kurulu raporunun çıkmasını beklemişti. yaklaşık 20 günde hazırlanan rapor, tff başkanı mehmet ah aydınlar tarafından 15 ağustos 2011'de istanbul'daki swiss otel'de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna duyuruldu.
aydınlar'ın basın toplantısının ortamı her şeyden önce bir "kriz yönetimi" ambiyansı olarak tasarlanmıştu: arkada tüm yönetim kurulu üyelerinin oturduğu bir uzun masa ve önlerinde de "promter"lı bir kürsü. bir assolist edasıyla aydınlar geldi ve promter'dan ne karar verdiklerini okudu:
"soruşturma gizli olarak yürütülmektedir. gizliliğe dair ek kısıtlama karan getirildi. belgelerin paylaşılması soruşturmanın salahiyetini etkileyecektir. savunma hakkı tanınmadan yapılacak disiplin uygulaması adil yargılanma hakkını ihlal edecektir. söz konusu soruşturmada kulüplerin şüpheli sıfatını taşımamaları nedeniyle federasyonca yapılacak disiplin yargılamasında savunma hakkının kullanılmasını engelleyecektir. belgelerin federasyona tesliminin ardından soruşturmanın kapsamı genişlemiştir ve halen de sürmektedir. bu hususlarla ilgili belge federasyona ulaşmamıştır. bu belgelerin de federasyona ulaşması gerektiği açıktır. bu aşamada karar verilmesi için gerekli delilin tamamına erişmeden vicdani kanaate varılması mümkün değildir. bu aşamada bir hüküm verilmesi hakkaniyete uygun olmayacaktır. hukuka uygun olması için gizlilik kararının kaldırılması şarttır. iddianamenin kabul edilmesi durumunda tüm iddiaları bütün detaylarıyla inceleyebilecek ve savunma haklarını kullanabileceklerdir. gizlilik kararı kalkmasına müteakip savunmalar alınacak ve etik kuruldan nihai karar istenecek ve hukuka uygun karar verilecektir."
televizyon ekranlarına kilitlenen milyonlarca insan büyük bir hayal kırıklığı yaşıyordu. çünkü tff yine bir "karar" verememişti! başkan, "birinci" yaftası yapıştırılacak ilk etik kurulu raporu'nun karar vermeleri için yetersiz olduğunu söylüyordu. ancak rapordan yaptığı alıntıyla istemeden de olsa bir ifşaatta bulundu. buna göre her şeye karşın kurul, bazı maçların "sıkıntılı" olduğunu açıkça kanaat getirmişti.
bir soru üzerine aydınlar, promter'ın dışına çıkarak(!), etik kurulu raporu'nu eline aldı ve oradan bir bölüm okudu. şöyleydi:
"kurulumuz dosya içeriğiyle sınırlı olarak yaptığı incelemeve değerlendirmeler sonucunda kanaat oluşturmaya yetecek düzeydeki kanıt bulunan bazı müsabakalardaki eylemlerin ilgili kişiler ve ilgili kişilerin eylem ve davranışlarının kulüplere izafesinin mümkün olduğu durumlarda spor kulüpleri bakımında şike, şikeye teşebbüs, teşvik primi veya teşvik primine teşebbüs oluştuğu kanaatine ulaşmış. etik kurulu yaptığı incelemelerden sonra bazı maçlarda şike ve teşvik verildiği tespit edilmiştir fakat somut kanıt yoktur."
aydınlar'ın bu alıntısına dayanak yapanlar artık karar için gerekli verilerin oluştuğunu savundu. karşı cephedekiler ise aydınlar'ın da işaret ettiği gibi suçlananların da savunmaların alınması gerektiği yönündeydi.