gençlerbirliği maçında bazı karanlık noktalar… bülent şirin 12 kasım 2013 salı 11:44 gunebakis.com.tr
adam akşam eve gelmiş, karısı perişan vaziyette. güç belâ kocasına “bugün başıma ne geldi biliyor musun? birkaç kişi beni zorla kaçırıp tecavüz etti” demiş. adam umursamaz gözlerle bakıp, “seninki de bir şey mi? ben tavlada 4-0’dan 5-4 partiyi verdim” diye cevap vermiş.
futbolda da rakibiniz kim olursa olsun, 2-0 öne geçtikten sonra maçı kaybetmek çok kötü bir duygu. ancak kabul etmek gerekir ki trabzonspor gençlerbirliği önünde son derece etkisiz ve yetersiz bir futbol ortaya koydu. biz yine de ilk yarının sonunda ya da ikinci yarının başında gelen gollerin atana ve yiyene psikolojik anlamda büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz. yani gençlerbirliği ilk yarının sonlarında golü bulamasaydı, maç boyunca oynadıkları pozitif futbola rağmen maçı zor çevirirdi. tabii gol de piyangodan çıkmadı, pozisyon takibi ve defansın büyük hatası söz konusuydu.
özellikle böylesine can sıkıcı mağlubiyetlerden sonra sorumlu aranır ve baş sorumlu olarak da teknik direktör gösterilir. bu da son derece doğal bir şeydir. biz mustafa reşit akçay’ın teknik direktörlük bilgi ve becerisini sorgulamanın haddimize düşmediğini düşünüyoruz ama biraz dikkatlice baktığımızda birkaç karanlık nokta da gözümüze çarpmıyor değil:
bazı futbolcuların aşırı düşük performansı, bosingwa’nın son saniyelerdeki kasti tekmesi ve kırmızı kart görmesi, kötü oyun ve skora rağmen oyuncu değişikliği hakkının kullanılmamış olması bunların arasında sayılabilir. makul ve mantıklı açıklamaları var mıdır bunların? varsa bilmek hakkımızdır, bunun için futbol âlimi olmamız şart değil. güzelin güzelliğini ya da çirkinin çirkinliğini görmek için estetik uzmanı olmak gerekmiyor herhalde.
bosingwa’nın tepkisi kime ya da neye yönelikti örneğin? canına tak etmiş, “benden bu kadar” mı demek istemişti? mustafa reşit akçay’ın oyuncu değiştirmeme sebebi yedek kulübesinin yetersizliğine yönelik ince bir mesaj mıydı? ya da başka bir şey miydi? bazı futbolculardaki performans düşüklüğü neyin nesiydi? geçen cuma günü kongrenin mahkeme kararıyla iptal edilmiş olmasıyla dolaylı ya da doğrudan herhangi bir ilişkisi var mıydı? tamam, perşembe gecesinde oynanan maçla bu maçın arası çok kısaydı ama biyolojik olarak beden yorgunluğunun geçmesi için yeterli bir süreydi ve böyle bir mazeret kabul edilemezdi.
takım iyi sonuçlar alırken bu karanlık noktalar görülmez, görülmek istenmez ya da sevimli puntolardan oluşan dekorlar olarak görülebilir. bizim toplumda zaten işler iyi giderken eleştiri yapmak pek hoş karşılanmaz. fakat işler bozulunca insanın aklına böyle nice komplo teorisi gelir.
biz ümitvarız, en azından takıma monte edilme sürecinde olan genç futbolculardan ötürü. mustafa reşit akçay meselesine gelince. dünyada teknik direktörünü yeterli gören taraftar kitlesi var mıdır bilmiyorum. çok başarılı dahi olsa hiçbir teknik adam üzerinde bütün taraftar ittifak etmez. detaylı araştırmadım ama muhtemelen alex ferguson'u bile en başarılı zamanlarında çekip çekiştirenler vardır. biz de basit bir şekilde ferguson'un görev yaptığı zaman diliminde kaç teknik direktör değiştirdik, kimler geldi kimler geçti diye bıkmadan usanmadan bir kez daha sayalım ve şapkayı önümüze koyup düşünelim. belki de en önemli eksiğimiz teknik direktör değil düşünmektir.