hafızamı şöyle bir zorladığımda hatırladım. stadyumda izlediğim ilk futbol maçıdır. ortalıkta gençlerliyim ben diye dolaşmaya başlamamında sebebi bu maçtır.
izmir'de yaşayan amcam ve kuzenim ankara'ya gelmişlerdi. gençlerli babam, beşiktaşlı amcam, beşiktaşlıyım diyen 8 yaşındaki kuzenim ve 7 yaşındaki ben. kale arkası tribününde oturduğumuzu hatırlasam da hangi kale arkası olduğunu kestiremiyorum.maçları televizyondan izlemeye alışınca tabii çocukluk aklıyla spiker sesini duymayınca niye maçı anlatmıyolar diye babamı soru bombardımanına tutmuştum. geremi, pascal gibi siyahi oyuncularla daha doğrusu siyahi insanlarla ilk tanışma anımdır yine çocukluk aklıyla garipsemiştim bizden farklı görünmelerini.
maçta gol atılmamış olmasından dolayı üzüldüğümü hatırlıyorum ama gençlerbirlikli olmamı bu maça borçluyum sanırım. ilk sebep renklerdi üstüne birde babam kırmızı-siyah örgüyü alıp başıma bağladı ki uzunca süre çıkarmadım o örgüyü hala daha durur evde.
ikinci nedene gelince beni ısrarla beşiktaşlı yapmaya çalışan amcama inat babamın kontrasıdır. "eğer gençlerli olursan her maçına gidebiliriz ama beşiktaşlı olursan istanbul'a gidemeyiz" demişti. ilk maçın verdiği heyecan ve tekrar maça gitme arzusuyla gençlerli olmak çok daha cazip geldi. tabi babam ve dedemin gençlerli olması, beni onların büyütmüş olması büyük etkendi. o günden beri kararımdan pek pişmanlık duyduğum söylenemez.
hülasa sonucu ve önemi itibariyle sıradan bi maç gibi gözükse de bendeki anısı çok büyük olan maçtır. maç sonu ali eren takım otobüsüne binerken kuzenimle benim yanağımdan makas almıştı onuda ekleyeyim.