son 3 gündür şifayı kapmış bir şekilde dolanmanın ve ligin ilk maçında rize’ye karşı oynadığımız “berbat ötesi” maçın etkisiyle birkaç kez maça gidip-gitmemek konusunda gidip gidip geldim. ama sonunda bir bahane bulup stadın yolunu tuttum…
tribünlere girip bir süredir görüşmediğimiz arkadaşlarla selamlaştıktan sonra tanıl, necdet ve kaan abileri olduğu, maratonun saatliye yakın tarafına konuşlandık.
gezi protestoları sırasında gözüne gelen biber gazı kapsülü nedeniyle sol gözünü kaybeden gençlerbirliği taraftarlarından murat özdemir için 500’e yakın kırmızı-siyahlı taraftar sol gözlerini, göz bandıyla kapatıp ilk 10 dakika maçı bu şekilde izlediler. ben de gözümü bantlayanlardandım. ama ancak 5 dakika dayanabildim! tek gözle ne maça odaklanabildim, ne etrafa hâkim olabildim. çok ama çok kötüydü! bir de murat’ı düşüdüm. “yazık!” dedim…
futbolcular sahaya dizildiğinde, birçok yenilikle karşı karşıya geldik. geldiğinden beri sol bek olarak oynayan tosic (werder bremen’de de stoper oynamış), geçen sezon parlayan 19 yaşındaki ahmet çalık ile birlikte stoperde görev aldı. 21 yaşındaki altyapı oyuncumuz uğur çiftçi solda ve mersin’den gelen serkan yanık sağ bekteydiler.
orta sahanın sağında jimmy, ortasında nizamettin çalışkan ve gosso, solda ise oktay yer alırken, ileride zec ve stancu dizilmişlerdi.
maçın hemen başında takım oyunu akhisar sahasına yayıp pozisyon aramaya başladı. tosic “serbest stoper” kıvamında, geriden hücuma katılan oyuncuların yerlerini dolduruyor, ahmet çok kritik müdahaleler yapıyor ve serkan ile uğur sürekli atağa katılıyorlardı. gosso’nun topu ayağına alır almaz illa bir 360 dönme hevesi zaman zaman yüreğimizi ağızımıza getirse de özellikle nizamettin’in ortadan çıkışları ve çok etkiliydi.
maçın 17. dakikasında kazandığımız serbest vuruşta nizamettin’in jimmy’nin önüne yuvarladığı topu, oyuncunun birkaç çalımın ardından nefis bir şutla filelere göndermesi ile havalara fırladık. geçen yılın alışkanlığı ile geri çekileceğimizi düşünürken, kırmızı-siyahlılar tam tersi bir şekilde oyunu akhisar sahasına yıkıp gol aramaya devam ettiler.
bu bölümde gençlerbirlikli oyuncuların uzun soluklu ve düzgün paslaşmaları tribünlerden bol alkış aldı. bu sayede hem oyuna hakim oluyorduk, hem de rakibi yorup anında ara pasla pozisyon bulabiliyorduk.
33’de stancu’nun şık ara pası ile buluşan zec’in akıllı vuruşu ile skor 2-0 oldu ve iyice rahatladık. ilk yarının son anlarında akhisarlılar’ın serbest vuruşundan önce necdet abinin, “allahını seven ıslıklasın!” sözleri ile yükselen ıslık ve yuhalamaların ardından kullanılan serbest vuruşta bomboş kalan iki futbolcudan birinin attığı kafanın direğin dibinden gitmesi üzerine, necdet abiye dönüp, “abi ıslıklar topun yönünü çevirdi valla!” dedim.
devrede necdet abiye, iletişim’den yeni çıkan “taşradan futbol hikâyeleri” kitabını imzalattım. görmediğim arkadaşlarla laklak ettik.
ikinci yarıda tempomuz biraz düşse de, yine oyuna hakim olan ve pozisyon yakalayan gençlerbirliğiydi. acemilikten kaçırdığımız bolca gol pozisyonundan sonra 87’de tomic’in gosso2ya attığı pas ve onun da stancu’ya ilettiği topa, oyuncunun nefis vuruşu ile skor 3-0 oldu.
metin diyadin’in, hazırlık maçları, tsyd ve rize maçlarındaki kadrolara göre oldukça farklı bir kadroyu sahaya sürmesi ve oyuncuların oldukça etkili, baskılı ve istekli oynamaları, geçen haftaki berbat oyunun ardından beklentilerimizi ve ümitlerimizi arttırdı.
dönüş yolunda tanıl abiyle, gençler.org’daki en iyi futbolcu anketinde bu hafta oyumuzu kime vereceğimizi uzun uzun konuştuk ama hep sona birkaç futbolcu kaldı! mesela ben, hala düşünüyorum…
güzel oyun tribünleri de oldukça coşkulu ve eğlenceli bir vaziyete soktu. bol bol makara yapıldı ve gezi protestoları sırasında akıllara kazınan sloganlar biraz da eğlenceyle harmanlanarak bol bol söylendi.
“sık bakalım, sık bakalım, biber gazı sık bakalım. kaskını çıkart, jopunu bırak, delikanlı kim bakalım” tezahüratı yerine, “çal bakalım, çal bakalım. düdüğünü çal bakalım. kartını çıkart, düdüğünü bırak. delikanlı ki bakalım”, “her yer taksim, her yer direniş” yerine “her yer kara, her yer kırmızı”, “direne direne kazanacağız” yerine ise “gol ata, gol ata kazanacağız” tezahüratları yapıldı.
stadyumda önceki yılların tersine, güvenlik elemanları yerine polislerin görev alacak olması ve daha fazla kamera ile tribünlerin polisler tarafından çekiliyor olmasına bir tepki olarak, bir ara gençlerbirliği taraftarı, atkılarını açıp, “çek bakalım, çek bakalım, fotoğrafı çek bakalım!” diye bağırdılar…
bu arada necdet abinin, ramazan’ın her kurtarışının ardından “ra-ma-zan! ramazan!” tezahüratı da büyük ilgi gördü, bol bol tekrarladı.