ilk basımı 2001 yılında olan murat toklucu'nun "taraftarın senle" kitabından;
1979-80 sezonunda kocaelispor 1. lig'e çıkar. en yakın rakibe 27 puan fark atarak birinci olan kocaelispor, sarıyer'le oynadığı maç sonrası şampiyonluk turu atar. mehmet taş'ın unutamadığı günlerden biridir bu. taş ve arkadaşları seka'dan aldıkları konfetileri tribünde dağıtırlar. binlerce konfeti ilk kez stada girmiş ve sahaya atılmıştır.
12 eylül'den sonra mehmet taş'ın sakin günleri başlamış. "80'lerin ilk yılları normal geçti. kimsede kıpırdayacak hal kalmamıştı zaten" dediği dönemde hayatın her alanı gibi futbolda da garip şeyler yaşanmaya başlanır.
"biz l.lig'deki ilk sezonumuzda, 1980-81'de yani üst sıraları zorladık. ama çok dikkat çekemedik, kimsenin koca-elispor'un başarısıyla uğraşacak hali yoktu. ama l.lig'le birlikte, işte fenerbahçe izmit'e gelmeye başladı örneğin. insanlar sadece gazetelerde gördüğü meşhur futbolcuları izmit'te seyretmeye başladı, işin meraklısı arttı. maça gelenler, deplasmana gidenler arttı. tüm mahallelerden, ilçelerden deplasmana otobüs gitmeye başladı. bu da organizasyon işi. şu mahalleden şu kadar otobüs, şu ilçeden şu kadar otobüs derken bir baktık ki 86-87'de yüzlerce kişi deplasmana gitmeye başladı. ama o dönemler futbolun tadının kaçtığı da dönemlerdir. siyasiler futbol üzerinde çok oynamaya başladı. kulüp yöneticileri eskisinden daha itibarlı adamlar haline geldiler. futbolu takip edenlerin sayısı arttıkça kulüp yöneticilerinin seslendiği insan sayısı da arttı. maç kazanmalar çok önemli hale geldi. şikenin adı hatır gönül işi oldu."