sarı — kırmızılı takım dün geceki maça kadar çeşitli yönlerden esen rüzgârlar dolayısiyle âdeta galatasaray denizinde boğulma tehlikesi arzeden bir durumda idi. üstelik metin’i, candemir’i, mustafa’sı da yoktu. geminin fenerbahçe kayasına nasıl çarpıp battığını görmek için bütün gözler dört açılmıştı. fakat galatasaray karşısında fenerbahçeyi görünce tamamen değişmiş ve âdeta sarı - lâciverrtli kayayı kendi dümen suyuna uydurmuş, hattâ ilk devrenin 30 uncu dakikasında tek bombasını da atmıştır.
fenerbahçe kalesine çevirdiği manevrada vakıa pek fevkalâdelik yoktu. galatasarayın yenilmemek için kurduğu taktikte baş rolü oynayan kaptan kadri idi. adam adama markajı mükemmel başaran ekseri anlarda takım halinde müdafaaya geçen sarı - kırmızılıların bir de yedek, yani ikinci kaptanları naci vardı.
bir gol tehlikesi geçirirken kendini kurtarmak sebebiyle çâreler aramak elbet de hakları idi. ve nitekim de muvaffak oldukları için boğulmaktan kurtulup hiç olmazsa suyun üstünde kaldılar.
galatasarayda çalışmayan mücadele etmeyen, kazanmak azmi ile oynamayan eleman yoktu, denilebilir. bunun yanında fenerbahçe de çok gayretli oynadı, fakat hâlâ şahsi oyun, hâlâ zamanında ayaktan top çıkarmama bu gayretin semeresini çok geçlere bıraktı ve şerefin son anlardaki golü ile beraberlik doğabildi.