mark boyacı ve barış kılıç'ın "boz baykuşlar: bize her yer deplasman" kitabından;
medya ilgisi ve boz baykuşlar nüfusunda artış
boz baykuşlar’ın bugünkü tanmmışlık ve takdir edilen seviyesine ulaşmasındaki en büyük dönüm noktalarından biri hiç kuşkusuz 12 aralık 2010 tarihinde atatürk olimpiyat stadı’nda oynanan istanbul bb - trabzonspor karşılaşmasıydı. o maça kadar gittikleri karşılaşmalardaki varlıkları sadece inci sözlük üyeleri ve bazı sosyal medya mecralarında fark edilen boz baykuşlar, bu maç ile birlikte spor medyasının ve sosyal medyanın birçok alanında ilgi görmeye başladı. peki daha önceki organizasyonlarından farklı olarak bu maçta ne yapmıştı boz baykuşlar?
bir önceki hafta da kendi evinde fenerbahçe’yi konuk eden istanbul bb takımı ardı ardına, iki taraftarı sayıca fazla olan takımla karşılaşınca zaten varlığından büyük oranda şüphe duyulan ev sahibi takım olma avantajını hiç hissedememeye başlamıştı. üstüne üstlük bir de, trabzonspor taraftarının bu maçta atatürk olimpiyat stadı’nı doldurma alanında rekor kırmayı hedeflemesi, istanbul bb taraftar grubu boz baykuşlar’ın iyiden iyiye fark edilmeyecek düzeyde azınlık halinde görünmelerine sebep olacaktı. bu durum boz baykuşlar’ın maç öncesinde yaptığı toplantılarda sohbet konusu oluyor ve grup üyeleri asla sayıca rakibi geçemeyeceklerinden yakınıyordu.
klasikleşmiş sloganları olan “bize her yer trabzon” sesleriyle atatürk olimpiyat stadyumu’na akın eden trabzonspor’lu taraftarları gören boz baykuşlar’ın akıllarına, “e bize de her yer deplasman o zaman” fikirleri gelmeye başlamıştı. ancak bu sloganın maç günü şekillenmesi ve önceden bir hazırlık yapılmaması, bu fikrin büyük kitlelere ulaşmasında zorluklar çıkarıyordu. sayılarının azlığından dolayı tezahürat yoluyla seslerini duyuramayacaklarından dolayı önlerinde tek seçenek kalıyordu. görsel bir yolla, sloganı paylaşmak.
stadyuma hareket edilmesine dakikalar kala bir pankart koşuşturmacası başlamıştı. görev dağılımı basitti. sadece kartonlar ve keçeli kalemler gerekliydi boz baykuşlar’a. bir de stada uzanan sıkışık otobüs yolculuğu sırasında kartonlara harfleri tek tek yazabilecek birkaç marifetli el.
tabii ki, önceden hazırlanmış bir pankartın dahi tribüne sokulmasında büyük engeller atlatılması gerekirken, 19 tane üzerindeki rastgele harfler bulunan kartonları polis kontrolünden geçirmek pek de kolay olmayacaktı. her ne kadar harflerden oluşturulabilecek “hamsi” gibi kombinasyonlar olsa da denetimle görevli polis memurları ve güvenlik görevlileri kafalarında, yazılı harflerden bir araya getirilebilecek tüm olasılıkları düşündükten sonra, nihayet kartonların tribüne girmesine izin vermişti.
boz baykuşlar statta beklendiği üzere yoğun bir trabzonspor taraftar kitlesi ile karşılaşmıştı. hazırlanan kartonların içeriği açısından bu mevcut durum verilen mesajın daha çok anlamlanmasını sağlamıştı. kartonların açılması için en uygun zaman beklenmeye başlanmıştı. trabzonspor tribünlerinden “bize her yer trabzon” seslerinin duyulmaya başlaması ile birlikte, boz baykuşlar da aralarında paylaştırdıkları kartonları senkronize bir şekilde kaldırmışlardı. sert mizacı ile tanınan spor büro amirlerinden biri bile verilen mesajın mizahi yanından etkilenerek, kartonların dışarıdan daha düzgün bir şekilde görülebilmesi için koreografideki düzensizlikler konusunda boz baykuşlar’a yardımcı olmaya çalışmıştı.
bir anda açılan bu kartonlar ilk bakışta medya mensupları ve trabzonspor taraftarları tarafından şaşkınlıkla karşılanmıştı, ancak bu şaşkınlık harflerin okunması ile birlikte kısa süre sonra yerini tebessümlere bırakıyordu. medya mensupları tarafından çekilen onlarca fotoğraf artık boz baykuşlar’ın daha geniş kitlelere ulaşacağının habercisi gibiydi.
boz baykuşlar bu beklenmedik ilgi karşısında seslerini duyurmanın en kolay yolunun pankartlardan faydalanmak olacağını anlamışlardı. ertesi günün spor basınındaki manşetleri de bunu kanıtlar nitelikteydi.
bu medyatikleşme süreci gitgide hızlanarak boz baykuşlar’ın toplum tarafından tanınmasını sağlamıştı. farklı basın organlarından gelen röportaj teklifleri ve gazetelerin spor sayfalarında yapılan haberler ile nihayet boz baykuşlar varlıklarını duyurabilmişti. boz baykuşlar daha sonraki maçlarda da benzer mizahi içerikli pankartlar ile medyanın bu ilgisinin devam etmesine sebep oldu.