böylesine bir skoru hiç kimse beklemiyordu. ardarda yediğimiz yumruklarla, ağzımız burnumuz dağıldı. öyle bir havlu attık ki, sormayın gitsin. ikinci yarıda 10 kişi oynayan alman takımı bordo mavili ekibi sürklase etti, hepimizi de cenaze marşıyla evlerimize gönderdi. 5-1'den sonra toparlanmamız ve iki gol atmamız ise turu bize getirmeye yetmedi. çünkü atı alan üsküdar'ı geçmişti.
halbuki maça çok kötü başlamamıştık. 19. dakikada orhan, kaçırması atmaktan zor topu dışarıya göndermese bayağı umutlanacaktık. tolunay, rakibin etkili ve klas adamı wosz ile adam adama oynarken, başlangıçta başarılı göründü. ama akıllı wosz, alan boşaltarak tolunay'ı yanında götürdü ve trabzon'un göbeği boşaldı. ilk golü bu boşluktan yedik. abdullah'ın eski günlerini aratır şekilde durgun ve isteksiz oluşu, orta alanda gerekli beceriyi gösteremememizin başlıca nedeniydi. mehmet yıldırım, misse misse, orhan maçın sonları dışında sahada yoktu. ya defansımız? hepsi evlere şenlik. ogün eski günlerine bir türlü dönemiyor ve toparlanamıyor. rada ve iskender de kötü oyunlarıyla, trabzon defansının dünkü hazin görüntüsünü birlikte çizdiler.
trabzonspor için uefa kupası macerası bitti. bordo mavili takım, artık bütün gücüyle lige asılmalı. ancak bu defansı ve yabancılarının bu performansıyla orada da işi zor görünüyor.