ali sami yen’de yönettiğim ilk maç g.saray ile altay arasındaydı. galiba 98-99 sezonuydu. popescu’nun barajı dağıttığı, benim tekrar ettirdiğim ve hagi’nin serbest vuruş kullandığı maçtı. g.saray ya 3 ya da 5-0 kazanmıştı. o maçın bende ayrı bir anısı var. zira maçtan sonra gazeteler “ali aydın, hakan şükür’ün formasını aldı.” diye yazmıştı. oysa ben o maçta hakan şükür’ün formasını almadım. almadım ama bugün keşke alsaydım diyorum. çünkü hakan şükür bir dünya yıldızıydı. alsaydım, şimdi evimde bir dünya yıldızının forması olurdu. ali sami yen’deki o maç benim hiç de hak etmediğim bir karalama kampanyasına dönüştü. hakemlik hayatım boyunca o maçta hakan’ın formasını aldığım konuşuldu. f.bahçe-g.saray maçına atanıyorsun, gazetelerde bir haber: hakan’ın formasını almıştı. almadım, ama bugün keşke alsaydım diyorum. hatta maç bitti, havaalanına gittim; altay kafilesi de oradaydı. bana “hakan’ın formasını almışsınız.” dediler. bagajımı x-ray cihazından uçağa göndermiştim. onlar öyle söyleyince, geri aldırdım ve onların gözünün önünde açtım. ‘hani forma nerede?’ diye sordum. o maçta yardımcı hakemliğimi yapan sürhat müniroğlu ve burhan mermer forma aldılar. onlar çok insani bir şey yaptılar. şu an yönetici kimliğim olsa, hakemlere ‘maçtan sonra forma isteyebilirsiniz’ derdim. bir hakan şükür’ün, bir alex’in, bir quaresma’nın, bir guti’nin formasını almak neden yanlış olsun ki?