ilk basımı 2001 yılında olan faruk arhan'ın "geri pas: diyarbakırspor'un 33 yılı" kitabından;
diyarbakır ligde çok iyi bir yerdedir. rakip takımlar, diyarbakırspor'un hafife alınamayacağını, bunun bir tesadüf ya da şans olmadığını aldığı sonuçlara bakarak fark ederler. bütün bu iyi sonuçlara rağmen diyarbakırsporlular "şike yapılıyor, federasyon yardımı alan takım" gibi ithamlardan kurtulamıyorlardı. anadolu deplasmanlarında rakip takım seyircilerinin, "federasyon takımı diyarbakır" şeklindeki tezahüratlarını duymaya alışık olan diyarbakırlı oyuncular, maçın başlamasından sonra oynadıkları futbol ile bu iddiaların yersiz olduğunu sahada ispatlarlar. tribünlerde açılan "federasyon takımı: diyarbakırspor" pankartları ise maçların ilk 20 dakikası içinde yok olur.
iddiaların ağırlaştığı dönemde ilk 11'de kendisine yer bulan diyarbakırsporlu eski futbolcu fehmi çağlar, istanbul deplasmanlarını şöyle anlatıyor:
"istanbul'da böyle iddialar pek yoktu. fenerbahçe'ye 5-0 yenildiğimiz maçtan sonra bile her iki takımın taraftarları da karşılıklı saygılarını bozmadılar. o dönemde şimdiki gibi maçtan çıktığımızda kanlı, silahlı, kasaturalı şeylere şahit olmazdık. sadece saha içinde ufak tefek şeyler olurdu. istanbul'da özellikle galatasaray taraftan, sonuç ne olursa olsun, maçtan sonra diyarbakırspor taraftarını alkışlardı."
çağlar, dönemin zor koşullarına rağmen diyarbakırspor'un alt yapısından yetişmiş ve türkiye 1.futbol ligi'nde oynamayı başarmış bir diyarbakırlı. diyarbakır'ın futbolcu yetiştirdiği dönemlerde, diğer takımlara futbolcu verdiğini, bundan da kulübün kasasına yüklüce bir gelir girdiğini belirten çağlar, sözlerini şöyle tamamlıyor:
"o dönemde alt yapı da çok iyiydi. mesela metin, necip, mustafa, sedat, süleyman. bunlar diyarbakırspor'un alt yapısından gelen futbolculardı. o zamanlar nazmı tahincioğlu adlı bir hocamız vardı. biz onun talebeleriyiz. o dönemde bir çok yere oyuncu ihraç edilirdi. ama maalesef şimdi ihraç yok hep dışardan almıyor."