ilk basımı 2009 yılında olan mehmet yılmaz'ın "samsunspor: kırmızı beyaz siyah" kitabından;
hakkı yeşilyurt'un "deplasman tribününden basın tribününe..." başlıklı yazısından;
dakikalar 97'yi gösteriyor... gereğinden fazla uzatılmıştı maç. bize kalsa, hakem kafasına koymuş bir kere! gol attırmadan bitirmeyecek. o dakikaya kadar sadece takımının değil, sahanın en başarılı ismi rumen kaleci stelea büyük bir hata yapmış, sedat balkanlı da kafayla skoru tayin etmişti: 2-2. 1994-95 sezonunda oynanan galatasaray maçından söz ediyorum. sonrası malum! yaygın bir dille ifade edildiği gibi, sahalarımızda görmek istemediğimiz olaylar.
bir maç kapatılmıştı samsunspor'un sahası. petrolofisi maçı, çorum'da oynanacaktı. gideceğiz. boynumuzun borcu! sadece biz değil, büyük çoğunluk böyle düşünmüş olmalı ki, çorum'a akın etmişti. sanki samsun'dayız. önce şehirde... sonra statta... nereye baksak bir tanıdık. çorum'da da samsunspor'a karşı sempati hayli yüksektir. mezara kadar olmasalar da arkamızdalar.
petrolofisli topçular ise şaşkın! elleri ayaklarına dolanmıştı. ne de sevinmişlerdi oysa maçın tarafsız bir sahada oynanacak olmasına. sevinçleri kursaklarında kalmıştı. samsunspor gol rekoru kırarak kazanırken, kendi tarihini de değiştirmişti: 8-2.
bir resmî maçta tam sekiz gol atarak.
"böyle sürgüne can kurban," demiştik dönüş yolunda.
"keşke hep çorum'da oynasak. şampiyon bile oluruz!"
sonra aklımıza gelmişti papazın her zaman pilav yemeyeceği!