sabah erkenden kalktım, balkonda pazar kahvaltısı keyfi için sofrayı hazırlamaya koyuldum. neyse ki oğlan da uyuyordu. bizim adam dün eve çok geç geldi. otelde yine mesaiye kalmış. biraz ellemeyim de uyusun diye düşünüyordum ki, formasını giymiş, sırıtırken karşımda onu buldum. -olamaz fahri, olamaz -hayatım günaydın -fahri hayır -ama bugün günlerden antalyaspor -hayır fahri, bugün günlerden nermin. oğlana ayakkabı alacağız, annenlerin komşusuna başsağlığı için gideceğiz, evde birşey kalmadı market alışverişi yapacağız. -kahvaltıda ne yaptın -zıkkımın kökü fahri. zıkkımın kökü. -anneeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee -al işte uyandırdın.
bir pazar gününü rezil etmek için gereken yapılmıştı. karı-koca çalışan iki insanız. bir sabah başbaşa kahvaltı yapmak, neden bu kadar zor oluyor? ailemle bir haftasonunu beraber geçiremeyecek miyim? çok şey mi istiyorum? ben bunları düşünürken, fahri yanağıma bir öpücük kondurup, “haydi görüşürüz” dedi.
-nereye? -akşama geleceğim canikom, size 3 puan getirmeye gidiyorum -fahri başlatma puanına daha kahvaltı yapmadın -yolda yapacağız, arkadaşlarla sözleştik çıkmam lazım. -maç akşam, bu saatte yola çıkılır mı, hem biz ne yapacağız? -oğlana ayakkabı almaya gidersiniz, oradan annemlere geçersiniz, başsağlığı için komşuya gider, dönüşte de markete uğrarsınız. -allah cezanı vermesin fahri. inşallah tekeriniz patlar, yolda kalırsınız.
fahri gittikten sonra, oğlumla birlikte kahvaltımızı yapıp, dışarı çıktık. istediği ayakkabıyı aldık, kayınvalidemlere geçtik. “kızım, fahri nerede” dedi kayınvalidem. -gitti anne. deplasmana gitti oğlun. manisa yollarında şimdi. içinden söylendiğini hissettim, “bu gelin kız da bizimkini mutlu edemiyor, o da kendini böyle yollara vuruyor” der gibi baktı bana.
market alışverişini yaparken telefonum çaldı. arayan fahri’ydi. -n’aber güzelim. bizim teker sağlam çıktı, şu anda kordon’da içiyoruz -maç izmir’de mi? -yooo, ama buranın kızları güzel, bir bakalım dedik. -fahri ben seni allah’a havale ediyorum. -ama hiçbiri senin gibi değil nermincim. seni çok seviyorum. -ben seni sevmiyorum fahri. sana çok kötü beddua ettim. kesin yenileceksiniz.
maç saati geldi. oğlana bilgisayardan çizgi film açtım. ben de maçı izleyim de, bedduam tutsun diye düşündüm. televizyonu açtım. manisa’da yağmur yağıyordu. öyle böyle değil, sanki gök delinmişcesine. antalya’nın sıcağı yok ki orada. sipçik gibi bir formayla gitti oralara. ya üşütüp hasta olursa. aman zatürre olmasın yine diye dua etmeye başladım. artık maç umurumda değildi. zaten futbolcular da, göle dönmüş sahada futbol oynayamıyorlardı. kendime çok kızdım. benim yüzümden mi olmuştu acaba? çok mu beddua ettim adama? gittim televizyonu kapattım. evin içinde turlar atıyorum. kesin hasta olup gelecek. neden öyle söyledim? neden bu kadar beddua ettim? aptal nermin, salak nermin.
şimdi arasam, gürültüden duymaz, bakmaz ki telefonuna. hem baksa ne olacak? ne diyeceğim, “üşütme, aman dikkat et kendine, hasta olup gelme” mi diyeceğim. o ıslak kıyafetlerle, o kadar saat yolu geri dönecek. geçen sene zatürreden 15 gün hastanede yatmıştı. ya yine olursa...çıldırmak üzereyim.
telefonum çaldı. arayan fahri. -alo, -aşkım merhaba -fahri iyi misin hayatım -iyiyim iyiyim. -nasıl iyisin, orada çok yağmur var, üstüne hiçbir şey almadan gittin, sırılsıklam olacaksın. -ben zaten sırılsıklam sana aşığım, yağmur da neymiş. -bak işte hasta olmuşsun. ben burada seni düşünüyorum, “ne yapıyor bu yağmurun altında” diye, sen neler diyorsun. -televizyonu izlemiyor musun? -hayır o yağmuru görünce seni düşünüp, üzüntüden kapattım. -merak etme ben kupkuruyum. -nasıl yani -akhisarlılar, çok yağmur yağdığını görünce bizi yanlarına aldılar, kapalı tribündeyiz. -sen kesin hasta oldun, konuşmalarından belli. -vallahi hayatım. inanamıyorsan aç televizyonu bak. maç yarıda kaldı, puan getiremeyeceğim bu sefer. -yok yok, sen kesin üşütmüşsün. ne yani o kadar yolu gittiniz, maç yarıda kaldı şimdi geri mi dönüyorsunuz. -aynen öyle -hahh hayyy. işte buna çok gülerim. ayyy sinirlerim bozuldu fahri. hah ha ha ha haa. desene bedduam tuttu. -belki izmir’e gider aleme akarız, bilmiyorum. -fahriiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii
*******************
yazarın notu: bu yazı ve alttaki video, süper lige çıktıkları ilk senede, 9 aralık 2012 pazar günü, akhisar belediye gençlik ve spor kulübü - medikal park antalyaspor maçında, aşırı yağmur nedeniyle ıslanmakta olan rakip taraftarları kapalıya, yanlarına davet ederek, süper ligin gediklisi olmuş onlarca takımın taraftarlarına, taraftarlık dersi veren akigolara, saygı duruşudur.