filler dururken çimlerden bahsetmek kimin haddine! mehmet ali çetinkaya 24/11/2012 mehmetalicetinkaya.com
geçen hafta (17 kasım 2012) cumartesi günü ankara’da oynanan gençlerbirliği – sivasspor maçının 19. dakikasında orta hakem hüseyin göçek, önce mehmet nas’ın elle oynadığı pozisyonda avantajı devam ettiriyor. akabinde oluşan pozisyonda alkaralar’ın penaltısını es geçip “devam” diyordu. topu kazanan sivassporlu oyuncunun şişirdiği topu kapan, ofsayt pozisyonundaki pedriel’in attığı golde ise orta noktayı gösteriyordu. bununla da kalmayıp, zincirleme hatalar silsilesine itiraz eden gençlerbirliklileri sarı kartlarla cezalandırırken, nas’ın sarı kartını unutuyordu.
bu olaydan birkaç dakika sonra, (aynı saatte oynanan) eskişehirspor – fenerbahçe maçının 26. dakikasında hakem fırat aydınus, caner erkin’i “küfrettiği için” oyundan atıyordu.
her iki maç da 1-1 beraberlikle sonuçlandı. maçın ardından tüm medyada fırat aydınus’a, kırmızı kart kararı yüzünden büyük bir linç kampanyası başlatıldı. bir televizyon kanalının “çalışanları” röportaj yapma “bahanesi” altında hakemin evine zorla girmeye bile çalıştılar. olaylar büyüdükçe büyüdü. fenerbahçeliler günlerce “hakları sürekli yenileni” oynadılar. birkaç gün sonra resmi internet sitelerinde ise tanrıyı oynamaya karar verip, önce hakemi bariz bir şekilde “kötü ve taraflı” yönetim göstermekle itham edip, ardından “ama biz o kadar büyüğüz ki, yine de affederiz!” dediler.
bu arada, aynı saatlerde oynanan ve (bugüne kadar şahit olamadığım kadar yüksek dozda) 2 yan hakem ve orta hakemin 1 dakika içinde topluca 4 tane hatalı karar verdikleri gençlerbirliği – sivasspor maçındaki olaylarla ilgili olarak, aynı medya kanallarınca hiçbir şey yazılıp çizilmedi. e, normal aslında. “filler dururken çimlerden bahsetmek kimin haddine!”
bu ülke futbolunda, fillerin lehlerine verilen yüzlerce hakem (ya da tff, pfdk, mhk) kararı, bir tane aleyhlerine verilen kararı bile unutturamadı. üzerinden yıllar geçti ama hep o “hatalı” karar üzerinden senaryolaştırdıkları oyunlarda “gariban” rolünü tercih ettiler! lehlerine verilen kararlar hatırlatılınca da, “diğer fillerin lehlerine verilen kararları” anlatıp, bu kararların “hakları” olduğunu savundular. bu arada çimlerin üzerine bastıklarını ise kimse görmedi, duymadı, konuşmadı…
son 11 yılda bizzat gördüklerim ve 1940’lardan bugüne kadar yaptığım araştırmalarda okuduklarımla, son bir haftada olanları tarttığımda çok da fazla bir fark göremedim doğrusu. benzer senaryolar o kadar çok perdelendi ki bu ülkede, aslında şaşılacak bir durum yok ortada. hatta bir sonraki sahnede (fillerin sonraki maçlarında) neler olacağını hepimiz biliyoruz!
ama bir kere daha “ilk kez izliyormuşuz”u oynamaya devam ediyoruz…